MAÛN SURESİ TEFSİRİ
Maûn Suresi;
1- Maun Suresi adını son ayetinde geçen “Mâûn” kelimesinden almaktadır.
2- Nüzul sırası 7, Mushaf’taki sırası 107 olan Maun suresi toplamda 7 ayettir.
3- Tekâsür Suresinden sonra Kafirûn Suresinden önce Mekke’de inmiştir. Fakat 4 ve 7.ayetlerin Medine’de münafıkların hakkında indiği üzerine rivayetlerde söz konusudur.
4- Maun Suresi özellikle Mekke’de yetimler ile ilgili onur kırıcı davranan, dini yalanlayan, ahirette hesaba çekileceğine inanmayan, etrafındakileri hor gören Ebu Süfyan, Ebu Cehil, As bin Vail ve Velid bin Muğire gibi kimseler üzerine indirilmiştir.
اَرَاَيْتَ الَّذٖى يُكَذِّبُ بِالدّٖينِ
Dini yalanlayanı gördün mü?
1- Ayette “dini yalanlamak” ifadesi ile kasıt olunan, insanların dünyada yaptıkları iyilik veya kötülüklerin Allah katında bir karşılığı olduğunu reddetmek ve buna mukabil hesap gününü yalanlamak üzerinedir. Bu anlamda diyebiliriz ki burada geçen din kelimesi kıyamet ve İslam manalarında kullanılmaktadır.
2- Ayette “Gördün mü?” sorusunun muhatabı görünüşte Hz. Muhammed (SAV)’dir. Fakat bu, Kur’ân’ın bir üslubu olup muhatap aslında akıl sahibi olan herkestir. Aynı zamanda bu ifade ile hem gözle görmek hem de idrak etmek manası kast edilir.
3- Ayete bu şekilde dikkat çekici bir soru ile başlanması nedeni muhatabı, ahireti inkâr eden insanda ne gibi bir itikadi sapkınlığın olduğunu düşünmeye davet etmeye çalışmaktır.
4- Hz. Muhammed, yaşadığı toplumda insan ve toplum düzenini bozan uygulamalara karşı çıkmıştır. Fakat müşrikler onu atalarının dinini inkâr etmek ile suçlamıştır. Allah ise bu ayet ile asıl dini inkâr edenlerin müşriklerin kendisi olduğu vurgulamıştır.
فَذٰلِكَ الَّذٖى يَدُعُّ الْيَتٖيمَ
İşte O, yetimi itip kakar.
1. Babası ölmüş olan çocuğa yetim ismi verilmektedir. Bu ayette “yetimi itip kakar” ifadesi ile anlatılmak istenen üç mana vardır. Birincisi; ayette söz bahis olan kimseler, yetimin hakkını yerler. Babasının ona bıraktığı mirasa el koyarlar ve yetimi kovarlar. İkinci mana yetim, ayette söz bahis edilen kimselere yardım için geldiği zaman onlar yetime merhamet etmezler. Üçüncü mana ise ayet söz bahis edilen kimseler yetime zulmederler. Mesela akrabası yetim kaldıysa ve onu eve aldıysa yetime bütün ev halkının hizmetini gördürür.
2. Yetim olan kimseler sahipsiz ve kimsesiz kimselerdir. Bu denli bu kimselerin velileri toplumdur. Bu anlamda ayet, “yetimi itip kakma” ifadesi ile ayette söz bahis edilen kimselerin onlarla (yetimlerle) ilgili olan toplumsal sorumluluğu kabul etmediklerini söyler. Bu ehemmiyetten ötürü Allah, bu toplumsal sorumluluğu yerine getirmemeyi hesap gününü yalanlamak ile aynı görmüş ve bu kimseleri uyarmıştır.
وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْكٖينِ
Yoksulu doyurmaya teşvik etmez
1. Miskin, yoksul ve düşkün manalarına gelmektedir. Ayette “طَعَامِ الْمِسْكٖينِ” ifadesi ile kast olunan şudur; Ayette söz bahis edilen bu kimseler hem miskinin ihtiyacı olan ve miskine ait olan yemeği (Bu yemek bu miskinin hakkıdır. Yani veren kimsede bahşiş olarak vermez. Zorunlu olarak vermesi gerekir) vermez hem de başkasına da onların doyurulması için teşvikte bulunmaz.
2. Allah, yetim ve yoksulun hakları konusunda özenli davranmayanları Zariyat Suresi 19.ayette (“Onların mallarında yardım isteyen ve iffetinden dolayı istemeyip mahrum olanlar için bir hak vardır”) uyarmaktadır.
فَوَيْلٌ لِلْمُصَلّٖينَ اَلَّذٖينَ هُمْ عَنْ صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ اَلَّذٖينَ هُمْ يُرَاؤُنَ وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ
Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki; onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar ibadetlerinde ve hayırlarında gösteriş yaparlar. Hayra da mâni olurlar.
1. Bu ayette gerçek manada Allah’a karşı kulluk görevini yerine getirmeyenler ağır bir şekilde eleştirilmiştir. Allah bu kimselerin tutumlarına yönelik ise üç örnek vermiştir;
Ø Namazın özünden uzaktırlar
Ø İbadetlerinde gösteriş yaparlar
Ø Hayra engel olarak mali ve insani yardımlara karşı çıkarlar
2. Bu ayet aynı zamanda ibadetlerde şeklin önemli olduğu kadar iman, niyet, ihlas, huşu, takva ve ihsan gibi kavramlarında vazgeçilmez olduğunu ifade eder.
Yorumlar
Yorum Gönder