Ana içeriğe atla

TEFSİR TARİHİ

 1-             TEFSİRİN İLK DÖNEMİ

1.1-         Hz. Peygamber Dönemi

1-  Hz. Muhammed, peygamber olduğundan dolayı tebliğ, tebyin ve teşri adında 3 temel görevi vardır (Araf 157/Maide 67/Nahl 44). Hz. Muhammed, tebyin görevi gereği Kur’ân’ın ilk müfessiridir.

2- Hz. Muhammed ayetleri hem sözlü olarak (Açıklama Metodunu Kullanmış) hem de fiili olarak açıklamıştır

3- Hz. Muhammed ayetleri açıklarken ayetlerin maksadını açıklamak, muhatabı güzel ahlaka yönlendirmek, muhatabı ibadete teşvik etmek ve İslam’ı öğretmek amaçları gütmüştür

4- Hz. Muhammed’in ayetleri açıklama sebepleri şunlardır;

Ø    Kur’ân, ayetlerde kullanılan ve anlamı bilinen kelimelere yeni anlam vermiştir

Ø    Kur’ân, ayetlerde geçen kıssaları özlü ve veciz olarak anlatmıştır

Ø    Kur’ân, ayetlerde geçen bazı ifadeleri kapalı bir üslupla dile getirmiştir

5- Hz. Muhammed’in ayetleri açıklama şekilleri şunlardır;

Ø    Hz. Muhammed ayetlerdeki müphemleri (ayetlerde kapalı bir şekilde ifade edilen varlıklar) açıklar. Örnek:

Bakara 238:” Namaza ve Orta namaza dikkat edin …”

“Orta namaz” ifadesi net bir şekilde açıklanmadığı için müphem bir ifadedir. Hz. Muhammed “İkindi Namazı” olarak açıklamıştır

Ø    Hz. Muhammed ayetlerdeki müşkilleri (ayetlerde anlaşılması zor olan yerler, iki ayet arasındaki tanakuz varmış gibi görünen yerler veya bir ayetin kendi içerisinde tanakuza düşmüş gibi göründüğü yerler)açıklardı. Örnek:

Bakara 187:” Sahurda beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyebilirsiniz”

Beyaz İplikten kasıt Şafak aydınlığı, Siyah iplikten kasıt ise Gece Karanlığı olarak Hz. Muhammed tarafından açıklanmıştır.

Örnek-2

Bakara 234: «İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler. Sürelerini bitirince artık kendileri için meşru olanı yapmalarında size bir günah yoktur. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.»

Bakara 240: “İçinizden ölüp geriye dul eşler bırakan erkekler, eşleri için, evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Ama onlar (kendiliklerinden) çıkarlarsa, artık onların meşru biçimde kendileri ile ilgili olarak işlediklerinden dolayı size bir günah yoktur. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Ayetlerde tenakuz varmış gibi görünüyor aslında yoktur. Bakara 240 da bir hak söz konusu olduğu vurgulanıyor.

Ø    Hz. Muhammed ayetlerdeki kelimeleri doğrudan ya bir soru üzerine ya da kendisi soru sorup, sonradan kendisi açıklamak suretiyle açıklamıştır. Örnek: 

Tevbe -3: “Bu Hacc-ı ekber gününde Allah ve Rasulünden bir bildiridir: Allah ve Rasulü müşriklerden beridir”

Bu ayette geçen “Hacc-ı Ekber” kavramı Hz. Ali tarafından sorulmuş ve Hz. Muhammed Kurban’ın 1.günü olarak açıklamıştır.

Ø    Hz. Muhammed ayetlerde yer alan umumu tahsis etmiştir (Genel ifadeleri özele indirmiştir) Örnek:

Maide 3: “Size ölü, kan ve domuz eti haram kılındı”

Hz. Muhammed bu genel ifadeyi sınırlamıştır ve “Bize iki ölü ve iki kan helal kılındı. Bunlar; ölü balık ve ölü çekirge ile karaciğer ve dalaktır” sözü ile özele indirmiştir.

6- Peygamber döneminde Tefsir, fiili olarak var ama ismen mevcut değildi.

1.2-         Sahabe Dönemi

1-  Sahabeler, ayeti ayetle, nüzul sebepleri ve Hz. Muhammed’den duymuş oldukları açıklamalar ile tefsir etmişlerdir

2- Sahabeler, Kur’ân’ı ayet ayet baştan sona tefsir etmemişlerdir

3- Sahabeler, Kur’ân’daki garip lafızlarla ilgili kısa açıklamalar yapmışlardır

4- Sahabeler, ahkam ayetlerini geniş bir tahlile tutmamış veya onlardan hüküm çıkarmaya uğraşmamıştır.

5- Sahabelerin ayetler ile ilgili kendi açıklamaları kendi dönemlerinde tedvin edilmemiştir

6- Sahabelerin, peygamberin sohbetine katılma oranları, dilin inceliklerine vakıf olmaları, sebeb-i nüzule vakıf olmaları birbirlerinden farklı olması nedeniyle hepsinin tefsir bilgisi de farklıdır. En önemli sahabe müfessirler şunlardır;

Ø    Ali bin Ebi Talip

Ø    Hz. Aişe

Ø    Ubey bin Ka’b (Medine Ekolü Öncüsü)

Ø    Hz. Ömer

Ø    Muaz bin Cebel

Ø    Ebu Huzeyfe’nin azatlısı Sâlim

Ø    Abdullah bin Mes’ud 

·               Kufe (Irak) Tefsir Ekolü Öncüsü

·               Arza-i Ahira’ya şahitlik etti

·               Gençliğinden beri Hz. Muhammed’in yanında ayrılmadı bu sebeple Sebeb-i Nüzule vakıftır

·               Ayetlerin tefsirinde ilk reyin sonra rivayetin gelmesi gerektiğini düşünür (Daha sonraları bu yöntemi Hanefi Mezhebibenimseyecek)

·               Tefsir Örneği: Maide 89: “… Bunları bulamayan kimse (peş peşe) 3 gün oruç tutsun” Yemin kefareti ile alakalı bu ayete “peş peşe” manası katan “mütetabiat” kelimesi Abdullah ibn Mes’ud’un yorumudur

Ø    Abdullah bin Abbas (Mekke Ekolü Öncüsü)

·               Mekke Tefsir Ekolü Öncüsü

·               “Tercümânü’l Kur’ân” lakabına sahiptir

·               Ayetlerin tefsirinde “RİVAYET” esaslı bir yöntem kullanır

·               Tefsir Örneği: Nasr Suresinin “tam olarak son sure olduğu bilgisi ve bu sure ile Hz. Muhammed’in görevini tamamladığı ve vefat etme vaktinin yaklaştığı” bilgisi ona aittir 

7- Sahabenin tefsirleri, ayetlerin maksadına ulaşmak açısından önemli yer tutmaktadır. Çünkü onlar nüzul döneminin canlı şahitleri olarak sebeb-i nüzullere vakıf, ayetlerin manalarını Hz. Muhammed’den öğrenmiştir. Bu öğretilerini de daha sonra gelecek nesillere aktarmıştır

8- Sahabe tefsiri, Hz. Muhammed’in ve Sahabelerin açıklamalarından oluşmaktadır. Onların açıklamaları hayatın fıkhi, kelami ve siyasi konularında Kur’ân’a dayalı yorumlardır. Onların bu açıklamaları daha sonra fıkhi, kelami ve mezhebi tefsirlerin alt yapısını oluşturacaktır

9- Sahabe döneminde Tefsir, fiili olarak var ama ismen mevcut değildi.

1.3-         Tabiin Dönemi

1- Hz. Peygamber döneminde Arabistan Yarımadasının en uzak kesimlerine kadar ulaşan İslamiyet, Hulefa-i Râşidin döneminde Mısır, Irak, İran, Şam vb. gibi yerlere yayıldı. Bu bölgelere Kur’ân’ı ve Peygamber uygulamalarını öğrenen sahabeler giderek İslam’ı anlattı. Özellikle Mekke, Medine, Kufe ve Şam gibi şehirlerde sahabe ilmi faaliyetlere başladı ve buradaki insanlara Kur’ân’ın anlaşılmasına yönelik ve nasıl anlaşılması gerektiğine (tefsir) yönelik bilgiler verdi

2- Sahabe etrafında toplanıp onlardan ders alan öğrenciler, daha sonra bulundukları şehrin ismiyle hocalarının yöntemlerini devam ettirerek ekol oluşturmuşlardı;

Ø    Mekke Ekolü;

·               Abdullah ibn Abbas’ın fikrileri öncülüğünde oluşturulmuştur

·               İbn Abbas’tan sonra bu ekolü Said bin Cübeyr, Mücahid ve İkrime devam ettirmiştir.

·               Daha çok “RİVAYET” esaslı tefsir yapmışlardır

Ø    Medine Ekolü;

·               Ubey bin Ka’b’ın fikirleri öncülüğünde oluşturulmuştur

·               Ubey bin Ka’b’tan sonra bu ekolü Zeyd bin Eslem, Muhammed bin Ka’b el-Kurazi devam ettirmiştir

·               Daha çok “REY” esaslı tefsir yapmışlardır

Ø    Kufe (Irak) Ekolü;

·               Abdullah İbn Mes’ud’un fikirleri öncülüğünde oluşturulmuştur

·               İbn Mes’ud’dan sonra Hammad bin Ebi Süleyman, İbrahim en-Nehai ve Alkame bu ekolü devam ettirmiştir

·               Tefsirlerinde “RİVAYET” ve “DİRAYET” yöntemlerini beraber kullanmaktadırlar

3- Tabiin ayetleri açıklarken daha fazla açıklama yapma gereği görmüştür. Çünkü bu dönemin insanları Peygamberi görmemiş bu nedenle de ne onun ayetleri açıklamalarına ne de sebeb-i nüzullere tanıklık edememiştir.

4- Kur’ân bu dönemdeki tefsir faaliyetleri ile baştan sona tefsir edilmiş ve bu dönem de tefsir müstakil bir ilim olarak ortaya çıkmaya başlamıştır.

5- Tabiin döneminde tefsir açıklamaları sahabe dönemine göre bir nebze daha fazla rey ve içtihat ile yapılmıştır. Bu sebeple Tabiin, tefsir çalışmalarına yönelik lügat, sarf, nahiv ve belagat gibi dil bilimi ve anlam bilimi çalışmalarını bu dönemde yoğunlaştırmıştır

6- Tabiin döneminde Mevali (Kölelikten azat edilen) tefsirleri, tefsir alanındaki ilmi çalışmalara önemli derece de yön vermiştir.

7- Bu dönem içerisinde kıssaların ve hakkında fazla bilgi olmayan ayet tefsirlerinde İslam’a uyum gösteren İsrailiyyattan(Hristiyan ve Yahudi kültürü ve dini kaynakları) bir hayli yararlanılmıştır. 

NOT: İsrailiyat, İslami kaynaklar dışında Yahudi ve Hristiyan kaynaklarından nakledilen efsane, kıssa, haber ve bilgi anlamına gelmektedir. İslam’a göre İsrailiyat değerlendirilmesi 3 ana başlık altında yapılır;

Ø    İslam’a Uygun Olan İsrailiyat: Sahih metin ve sened ile muteber hadis kitaplarımızda yer almış olan israiliyattır. Bu bilgiler Peygamber, sahabe ve sonraki zamanlarda gelen alimlerin eski milletlerin dini kültürü diye anlattıkları bilgilerdir

Ø    İslam’a Zıt Olan İsrailiyat: İslam’ı kurallara ters düşen aklen ve naklen tasvip edilmeyen bilgilerdir

Ø    Tasdik ve Tekzib edilmeyen İsrailiyat: İslami olan eserlerde ve özellikle de tefsirlerde (Tabiin tefsiri yoğunlukta) geniş yer tutmuş olan yalanlanamayan ve doğrulanamayan israiliyatttır.

2- Tefsirin Tedvin Dönemi ve Sonrasındaki Çalışmala

Tefsirlerin Tedvini

1- Tedvin sözlükte toplamak, kaydetmek ve yazıya geçirmek manalarına gelmektedir. Istılahı manası ise, rivayet yoluyla aktarılan sözlü bilgileri ve dağınık haldeki yazılı bilgileri bir araya toplayarak düzenli bir şekilde yazıya geçirerek kitap oluşturma işlemine verilen isimdir

2- Tefsirin tedvini ise, Kur’ân tefsiri ile ilgili sözlü rivayetlerin ve dağınık haldeki yazılı bilgilerin toplanarak, düzenli bir şekilde yazıya geçirilmesine ve kitap oluşturmasına denir.

3- Tefsir ile ilgili rivayetlerin tedvin edilmesi 3 aşamada nihayete kavuşabilmiştir;

1. AŞAMA: Bu dönem Hz. Muhammed ve Sahabe dönemini kapsamaktadır. Sözlü kültürün yaygın olduğu bu dönemde Kur’ân itina ile yazılarak diğer yazılı ve sözlü kaynaklar ile karışması önlenmiştir

2.AŞAMA: Bu dönem Sahabe ve Tabiin döneminin ilk zamanlarını kapsar. Peygamberin vefat etmesinden sonra onun sünnetinin kaybolacağını düşünenler endişelendi ve hadislerin tedvinini gerçekleştirdi. Yazılı ama dağınık hallerdeki hadisler ve sözlü olarak rivayet edilen hadisler düzenli bir şekilde toplanarak yazıya geçirildi ve kitap oluşturuldu. Oluşturulan bu hadis kitaplarında Peygambere ve Sahabeler ait olan ayetlerin açıklaması ile ilgili ait bir bölümde vardı. Bu bölüme “KİTABU’T TEFSİR” ismi verilir. Ayrıca bu dönem de Kur’ân da yer alan yabancı dilden kelimeler, eş anlamlı ve eş sesli kelimeler üzerinde de çalışmalar yoğunlaşmıştır.

3.AŞAMA: Tabiin dönemin sonlarından itibaren bu dönem başlamıştır. Bu dönem içerisinde ayetlerin açıklaması bilgileri yanında tefsir ile ilgili diğer bilgilerde toplanarak, Kur’ân baştan aşağıya tefsir edilerek kitaplar yazılmaya başlanmıştır.

 Tedvin Sonrası Yazılmış İlk Eserler

Ø    Mukatil bin Süleyman – Kitabu’t Tefsiri’l Kebir

ü    Günümüze ulaşmıştır

ü    Kur’an-ı baştan sona ilk tefsir eden kitaptır

Ø    Ali bin Ebi Talha – Ali bin Ebi Talha’nın Risalesi

ü    Günümüze ulaşmamıştır

ü    Daha sonra kaleme alınacak olan tefsirler bu tefsirden nakilde bulunacaktır

Ø    Süfyan-ı es-Sevri -  Kitabu’t Tefsir

ü    Arap dilinin filolojik kurallarına göre ve Esbab-ı Nüzule göre bazı ayetleri açıklayan tefsir kitabıdır

NOT: Mukatil bin Süleyman’a ait olan ve günümüze ulaşan iki önemli eser daha vardır;

Ø    El Eşbah ve’n Nezair

ü    Kur’an da ki eş anlamlı ve eş sesli kelimeleri inceler

Ø    Kitabu Tefsiru Hamsi Mie Ayati mine’l Kur’an

ü    Kur’an da yer alan ahkam ayetlerini inceler

Ø    Bu iki eser M.Beşir Eryarsoy tarafından ”Kur’ân Terimleri Sözlüğü” ismiyle Türkçe ’ye kazandırılmıştır

2.1- Rivayet Tefsirleri

1- Kaynak olarak Kur’ân, hadis, sahabe, tabiin sözlerine ve bunlar haricindeki diğer tarihi verilere dayanan tefsirlere denir

2- Rivayet tefsirlerine aynı zamanda “Me’sur” veya “Menkul” veya “Nakli” tefsir ismi de verilir

3- Rivayet yöntemi tefsirin metodu şu şekildedir;

·               Bir ayet tefsir edilirken ilk olarak konuyla ilgili söz konusu ayeti açıklayan diğer ayetlere bakılır

·               Daha sonra söz konusu ayeti açıklayan konuyla ilgili hadislere bakılır

·               Daha sonra söz konusu ayeti açıklayan konuyla ilgili sahabe ve tabiin sözlerine bakılır

·               Daha sonra söz konusu ayeti açıklayan konuyla ilgili diğer tarihi verilere başvurulur

4- Rivayet yöntemi ile yapılan tefsirin kaynakları;

·               Kur’an-ı Kerim

·               Hadis

·               Sahabe ve Tabiin Sözleri

·               Diğer Tarihi Veriler

5- Rivayet tefsirleri Peygamberin ve sahabenin Kur’ân-ı nasıl anladıkları ve uyguladıklarını anlatmaları yönünden ayrı bir öneme sahiptir.

6- Başlıca rivayet yöntemi ile yazılmış olan eserler; 

·               İbn-i Ebi Hatim – Tefsiru’l Kur’âni’l Azîm

·               Ebu Leys es Semerkandi Tefsiru’l Kur’âni’l Azîm

·               İbn Kesir Tefsiru’l Kur’âni’l Azîm

·               Celaleddin es-Suyuti – ed-Durru’l Mensur

·               Ebu Tahir el Fıruzabadi – Tenviru’l Mikbas min Tefsir- i İbn-i Abbas

·               Taberi – Camiu’l Beyan

2.2- Dirayet Tefsirleri

1- Ayetleri, hadisleri, sahabe ve tabiin sözlerini ve tarihi vakıaları dikkate almanın yanında Arap dili ve edebiyatının imkanlarından faydalanan, içtihatlardan, akli çıkarımlardan ve aklın ortaya çıkardığı ilmi faaliyetlerden yararlanan tefsir çalışmalarına denir

2- Bu tefsirlere aynı zamanda ma’kul ve rey tefsiri ismi de verilmektedir

3- Yeni ülkelerin fethedilmesiyle birlikte Müslümanların farklı ilimler ve yaklaşımlarla yüz yüze gelmesi ve böylece İslam toplumunun gelişmesiyle birlikte dirayet tefsirlerine ihtiyaç hasıl olmuştur.

4- Dirayet yöntemini kullanan müfessirler hadis, fıkıh, kelam gibi ilimlerin yanında lügat-gramer-edebiyat vb. gibi ilimlerden de yaralanmıştır

5- Dirayet tefsirleri kendi içerisinde 4 gruba ayrılmaktadır. Bunlar; 

Ø    Dil Bilimsel Tefsir

Ø    Fıkhi/Ahkam Tefsir

Ø    Kelami Tefsir

Ø    Tasavvufi Tefsir

2.2.1- Dil Bilimsel Tefsirler 

1- Kur’ân’ın kelimeleri üzerinde çalışarak Allah’ın muradını bulmaya çalışan tefsir türüne denir.

2- Dil Bilimsel Tefsir alanında yapılan çalışmalar özellikle sahabe döneminin ikinci yarısından sonra farklı milletlerden insanların Müslüman olmaları ve Kur’ân’ı anlamak istemeleri ile hız kazanmıştır.

3- Dil Bilimsel Tefsir alanında yapılan eserler Meâni’l Kur’ân, Garibu’l Kur’ân ve el-Vücuh ve’n Nezâir kitaplarında toplanmıştır.

4- Kur’ân’ın bu şekilde açıklanmasını ve dil biliminin gelişmesini sağlayan dönemin iki önemli dil bilimcisi vardır;

Ø    Sibeveyh

Ø    Halil bin Ahmed

5- Başlıca dil bilimsel tefsir yöntemi ile yazılmış olan eserler;

·               el-Ferra -- Meâni’l Kur’ân (Lugavi açıdan ilk tefsir yapan kitaptır)

·               Ebu Ubeyde – Mecâzu’l Kur’ân

·               İbn Kuteybe – Te’vilu Müşkilu’l Kur’ân

·               Zemahşeri – el Keşşaf

·               Ragıp el- İsfehâni – el Müfredat fi Garibi’l Kur’ân (Kur’ân kelimelerini ve anlamlarını içeren sözlük niteliğinde bir kitaptır)

2.2.2- Kelami Tefsirler 

1- Kelami tefsirler; 

Ø    Allah’ın birliği, melekler, kitaplar, peygamberler, ahiret ve kader ile ilgili ayetlerin anlaşılmasına ve yorulmasına

Ø    İnsanların inançlarının sağlam temellere oturtturulmasına

Ø    İnanç esaslarının savunulmasına 

odaklanan ve bu sebeple ortaya çıkan tefsirlere denir.

2- Başlıca Kelami tefsir yöntemi ile yazılmış olan eserler;

·               İmam Mâturudi – Te’vilâtu’l Kur’ân (Te’vilâtü Ehl-i Sünne / Te’vilâtü’l Ehl-i-Mâtûrîdiyye)

·               Fahrettin er-Râzi – Mefâtihu’l Gayb

2.2.3- Fıkhi Tefsirler 

1- İbadât ve Muâmelat konularını içeren ahkam ayetlerini açıklayan tefsirlere Fıkhi Tefsirler denir.

2- Fıkhi tefsirler, ahkam ayetlerini açıkladığı için aynı zamanda ona “Ahkam Tefsirleri” ya da “Ahkâmü’l Kur’ân” ismi de denir.

3- Başlıca Fıkhi tefsir yöntemi ile yazılmış olan eserler;

·               Mukatil bin Süleyman -- Kitabu Tefsiru Hamsi Mie Ayati mine’l Kur’an (İlk Yazılı Fıkhi Tefsir Kitabı)

·               İmam eş Şafii – Ahkâmü’l Kur’ân

·               Cessâs -Ahkâmü’l Kur’ân

·               İbnü’l Arabi -Ahkâmü’l Kur’ân

·               Kurtubi – el Camî li Ahkami’l Kur’ân

2.2.4- Tasavvufi Tefsirler 

1- Müslümanlar arasında dünyevileşmeye tepki olarak ahlaki bir hayat sürme ve ruhu arındırma anlayışı gelişmiş ve bu anlayışa sahip olan kimseler kendi anlayışları ile ilgili gördükleri ayetleri ve hadisleri bir araya getirerek tefsir yapmışlardır. Bu tefsirlere “Tasavvufi Tefsir” ya da “İş’ari Tefsir” ismi verilir.

2- Tasavvufi tefsir yazanlar ayetlerde batın mana bulunması mevzuunda abartıya kaçmışlardır.

3- Başlıca Tasavvufi tefsir yöntemi ile yazılmış olan eserler;

·               et- Tüsteri  -- Tefsiru’l Kur’âni’l Azîm

·               es- Sülemi – Hakâiku’t Tefsir

·               Kuşeyri – Letâifu’l İşarat

·               İsmail Hakkı Bursevi – Ruhu’l Beyan

Bazı Arapça Yazılmış Olan Tefsirler ve Müellifler

1-             Taberi – Câmiu’l Beyan

Taberi:

1-             Adı Muhammed bin Cerîr et-Taberî’dir

2-             H.225 yılında Taberistan’ın Amûl şehrinde doğmuştur

3-             İlim elde etmek için Rey, Basra, Kufe, Medine, Suriye ve Mısır gibi birçok beldeleri dolaşmış ve sonunda Bağdat’a yerleşmiştir

4-             Bağdat’ta kendine ders halkaları kurmuş ve fıkhi görüşlerini öğrencilerine okutmuştur. Meşhur tefsiri olan “Câmiu’l Beyan” adlı eserini burada yazmıştır

5-             Müellif aynı zamanda tarih alanında yazmış olduğu “Târîhu’l Ümem ve’l-Mük” adlı eseriyle tarih alanında ne kadar yetkin olduğunu da göstermiştir

6-             Bağdat’ta H.310 yılında vefat etmiştir

Eseri Câmiu’l Beyan:

1-             Tefsir yaparken hadislerden, sahabe ve tabiin sözlerinden, kıraat farklılıklarından, dil bilimlerinden, şiirden ve tarihten istifade etmiştir

2-             Kur’ân ayetlerinin yorumlarına ait açıklamalar ansiklopedik özelliğini taşıyan ilk eserdir

3-             Eser bir ayeti açıklarken ilk ayetle ilgili genel açıklama yapar, ayetin nasıl anlaşıldığını belirtir sonra ayetle ilgili rivayetlere geçer

2- İmam Mâturîdî – Te’vilâtü’l Kur’ân

İmam Maturudi:

1-             Adı Ebu Mansur el-Mâturîdî’dir.

2-             Özbekistan sınırları içinde bulunan Semerkand’ın Maturid köyünde doğmuştur. Doğum tarihi net olarak bilinmemekle birlikte tahmini olarak Hicri 3. Yüzyılda doğduğu tahmin ediliyor

3-             Aslen Türk’tür

4-             Kelam, mezhepler tarihi, fıkıh usulü ve tefsir alanına hakimdir

5-             İmam Ebu Hanife’nin yolunu takip etmiştir

6-             İtakadi mezheplerden Maturûdîlik mezhebinin kurucusudur

7-             Kelam üzerine yazmış olduğu “Kitabu’t Tevhid” adlı eseri ehl-i sünnet kelamının vazgeçilmez kaynak eseridir.

8-             Semerkant’ta H.333 yılında vefat etmiştir

Eseri Te’vilâtü’l Kur’ân:

1-             Tefsir, kelam ve fıkıh ve fıkıh usulüne yönelik konulara ağırlık verilmiştir

2-             Eserde hadislere, sahabe ve diğer alimlerden gelen rivayetlere yer verilmekle beraber dirayet yöntemi daha ağır basan bir eserdir.

3-             Eseri ehl-i sünnet yorumlarını içerir

3- Zemahşerî – el- Keşşâf

Zemahşerî:

1-             Adı Carullah Mahmud bin Ömer ez- Zemahşerî’dir

2-             Türkmenistan sınırları içerisinde bulunan Zemahşer kasabasında 1075 yılında doğmuştur

3-             Buhara, Horosan, İsfahan, Bağdat, Şam, Mekke gibi şehirleri gezerek ilmini geliştirmiştir

4-             Mutezilidir.

5-             1143 yılında Harizm’in Cürcaniyye kasabasında vefat etmiştir.

Eseri el-Keşşaf:

1-             Kur’ân’ı lügat, nahiv, belegat ve İ’caz yönlerinden inceleme yapan bir eserdir

2-             Eserde ayetlerin yorumunda sebeb-i nüzuller aktif bir şekilde kullanılmışken surelerin faziletleri belirlenirken ise hadisler ve sahabe sözleri rivayet edilmiştir

4- er-Râzi – Mefâtihu’l Gayb

er-Râzi:

1-             Adı Fahrettin er-Râzi’dir

2-             H.543 yılında Hazar denizinin güneyinde bulunan Rey şehrinde doğmuştur

3-             Tefsir dışında kelam, felsefe, tıp, matematik ve fıkıh alanında uzmanlaşmıştır

4-             Merağa, Buhara, Semerkand, Gazne, Herat gibi şehirlerde, Harizm ve Hind gibi beldelerde dolaşıp vaazlar vermiş, ilmi tartışmalara girmiştir

5-             H.606 yılında Herat’ta vefat etmiştir

Eseri Mefâtihu’l Gayb

1-             Eser tefsirle beraber zamanın çeşitli bilimsel bilgilerini de içeren ansiklopedik (ayetlerin yorumlarıyla ilgili bütün bilgileri içeren) bir kaynak niteliğindedir

2-             Bu esere “Tefsîru’l Kebîr” ismi de verilir.

5- Beyzâvî – Envâru’t-Tenzil ve Esrâru’t-Te’vîl

Beyzâvî:

1-             Adı Abdullah bin Ömer bin Muhammed el-Beyzâvî’dir

2-             İran’da sınırları içerisinde bulunan Şiraz Şehri yakınlarında bulunan Beyzâ da doğmuştur

3-             Tefsir, kelam, fıkıh, mantık, nahiv ve belagatta yetkinleşmiş ve bu alanlarda eserler vermiştir

4-             Tebriz de H.685 yılında vefat etmiştir

Eseri Envâru’t-Tenzil ve Esrâru’t-Te’vîl

1-             Beyzâvî bu eseri kaleme alırken Zemahşerî’nin, Fahrettin er-Râzi’nin ve Ragıp el-İsfehâni’nin tefsirlerini kaynak olarak kullanmıştır (Kendinden önceki tefsirleri özlü bir şekilde özetlemiş bir eserdir)

2-             Medreselerde ders kitabı olarak okutulmuş ve üzerlerine yüzlerce şerh ve haşiye yazılmıştır

6- Kurtubî – el-Câmi li Ahkâmi’l-Kur’ân

Kurtubî:

1-             Adı Muhammed bin Ahmed Kurtubî’dir

2-             Endülüs ilim merkezlerinden biri olan Kurtuba’da doğmuştur. Doğum tarihi net olarak bilinmemekle birlikte Hicri 6.yüzyılın sonları Hicri 7.yüzyılın başları olarak tahmin edilmektedir

3-             Birçok İslam şehrini gezip ilmini geliştirdikten sonra Mısır’a yerleşmiştir

4-             Mısırda H.671 yılında vefat etmiştir

Eseri el-Câmi li Ahkâmi’l-Kur’ân:

1-             Tefsirinin girişinde Kur’ân’ın fazileti, ezberlenmesi, yazılması, toplanması, tertibi, tefsiri, harekelenmesi ve İ’câzı gibi konulardan bahsetmektedir

2-             Ayetlerin nüzul sebeplerine, ayetlerdeki kıraat farklılıklarına, lügat ve nahiv gibi konulara yer vermiştir

3-             Eserin ilk kısmı Ulumu’l Kur’ân’a ayrılmıştır

4-             Tefsirde hem rivayet hem de dirayet yöntemini kullanmıştır

5-             Ahkam ayetlerini tefsir ederek onlardan çıkarılabilecek fıkhi hükümleri açıklar

6-             Eser İbnü’l Arabi’nin Ahkamü’l Kur’ân’ı kaynak olarak kullanmıştır.

NOT:

Ø    Celaleddin el-Mahalli ve Celaleddin es-Suyuti -- Tefsiru’l Celaleyn

(Kur’ân da geçen kelime ve ayetlerin anlamlarını kısa ve kolay bir şekilde açıklar)

3.1- Türkçe Tefsir Çalışmaları

1- Elmalili Muhammed Hamdi Yazır  - Hak Dini Kur’ân Dili

Elmalili Muhammed Hamdi Yazır;

1- Antalya’nın Elmalı İlçesinde 1878 yılında doğmuştur

2- İlk ve Ortaöğretim hayatını ve hafızlığını Antalya’nın Elmalı İlçesinde icra eden Hamdi Yazır daha sonra İstanbul’a gelerek dini ilimleri, edebiyatı, felsefeyi ve musikiyi öğrendi

3- Medreselerde Mantık, Fıkıh Usulü ve Fıkıh dersleri, Mülkiye Mektebi’nde ise vakıf hukuku dersleri okuttu

4- II. Meşruiyetin ilanı ile birlikte Meclis-i Mubasan’da Antalya Mebusu ve Evkaf Nazırı oldu. Cumhuriyetin ilanıyla kendini ilme verdi. Metalib ve Mezahib adlı eserlerin tercümesi ile söz konusu tefsiri bu dönemde kaleme aldı.

5- 1942’de İstanbul’da vefat etti ve defni İstanbul Sahrayı Cedid mezarlığındadır

Eseri Hak Dini Kur’ân Dili;

1- 1926 ve 1938 yılları arasında kaleme alınan Hak Dini Kur’ân Dili, TBMM ve Atatürk’ün isteği üzerine DİB’inKur’ân’ın halk tarafından daha rahat anlaşılması için Muhammed Hamdi Yazır’dan talep ettiği tefsirdir.

2- Eser başında;

Ø    Tercüme, te’vil ve tefsir arasındaki farklardan bahsetmiş

Ø     Söz konusu tefsirde bağlı kalınacak esaslar ve kaynaklar belirtilmiştir

3- Tefsirde ayet sayıları, ayetlerin nüzul sebepleri, surelerde geçen kavramlar ve surelerin faziletleri açıklanmıştır. 

4- Eserde yapılan izahlarda İtikatta ehl-i sünnete amelde ise Hanefi mezhebine bağlı kalınmıştır

5- Eser ilk olarak 1939 yılında DİB tarafından 9 cilt halinde basıldı

6- Eser kaleme alınırken Taberi, Zemahşeri, Cessas, Razi, Beyzavi, Ebusuud, Alusi tefsirlerinden ve Kutub-i Sitte’denyararlanılmıştır.

2- Celal Yıldırım -- İlmin Işığında Asrın Kur’ân Tefsiri

Celal Yıldırım;

1- 1932 yılında Diyarbakır’ın Kulp İlçesinde doğdu

2- Türkiye’de ve Mısır’da yer alan medreselerde 15 yıl eğitim aldı

3-  Çeşitli ilçelerde müftülük yapan Celal Hoca, DİB Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeliği görevinde bulundu ve 1977 yılında emekli oldu

4- “Hanefi ve Şafii Mezhebi Üzerine Büyük İlmihal”, “İslam Fıkhı”, Tarihte Devlet Adamlarına Işık Tutan İslam Büyükleri”, “Büyük Günahlar”, “Büyük Sevaplar” onun yapmış olduğu önemli çalışmalarından bazılarıdır

Eseri İlmin Işığında Asrın Kur’ân Tefsiri

1- Eser toplam 14 ciltten meydana gelen eserin ilk cildi 1985 son cildi ise 1990 yılında yayınlandı.

2- Eserde ayetlerin tefsiri yapılırken;

Ø    Genç kuşaklar dikkate alınmış

Ø    Dönemin ilmi çalışmaları dikkate alınmış

Ø    Yeri geldikçe Kur’ân, İncil ve Tevrat arasında mukayese yapılmış

Ø    Ayetlerin iniş sebepleri tespit edilerek özel mahiyette açıklamalar yapılmaya çalışılmış

Ø    Kıssaların hikmetleri ve tekrar edilme sebepleri üzerinde durulmuştur

3- Konulu tefsir metodu benimsenmiştir

Ömer Nasuhi Bilmen – Kur’ân-ı Kerim’in Türkçe Meali Âlisi ve Tefsiri

Ömer Nasuhi Bilmen;

1- 1882 yılında Erzurum’da doğdu

2- İlk eğitiminden sonra İstanbul’da Hukuk öğrenimini tamamladı. Ayrıca Arapça, Fransızca ve Farsça dillerini ileri düzeyde öğrendi 

3- Medreselerde, İstanbul İmam Okulunda ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünde fıkıh usulü ve kelam dersleri ve Dâruşşafaka Lisesinde 20 yıla yakın ahlak dersi verdi.

4- İstanbul Müftülüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı yaptı

5- “Hukuk-i İslamiyye ve Istılahât-ı Fıkhiyye Kamusu”, “Büyük Tefsir Tarihi”, “Büyük İslam İlmihali” ise onu önemli çalışmalarından bazılarıdır. 

6- 1971 de İstanbul’da vefat etti. Defni Edirnekapı Mezarlığındadır.

Eseri Kur’ân-ı Kerim’in Türkçe Meali Âlisi ve Tefsiri;

1- Hem meal hem de tefsir niteliğindedir

2- Ayetlerin ilk önce Arapça asılları sonra Türkçe Mealleri ve daha sonra da izah başlığıyla tefsirlerini yapmıştır. İzah sonlarında konuyla ilgili şiirler yazmış ve bazen de başka şiirlerden alıntılar yapmıştır.

3- Surelerin tefsirine başlamadan öncesi ilk surenin nüzul yeri, nüzul zamanı, surenin isimleri, muhtevası ve ayet sayısıverilerek başlanmıştır.

4- Her cilt sonunda “münderecat” başlığı altında okuyucuya kolaylık sağlasın diye konular belirtilmiştir.

5- 1964-1966 yılları arasında sekiz cilt olarak İstanbul’da yayınlanmıştır

6- Eserin kaynakları arasında Beyzavi ve Ebusuud tefsirleri sayılabilir

NOT:

Bu eserlerin dışında Türkçe Tefsirlere aşağıdakileri örnek verebiliriz;

Ø    Ayıntâbî Mehmed Efendi – Tibyan Tefsiri

(Kur’ân-ı Kerim’in ilk Türkçe Matbu tefsiridir)

Ø    Mehmet Vehbi Efendi – Hulâsatu’l Beyan

3.2- Türkçe Meal Çalışmaları

1- Hasan Basri Çantay -- Kur’ân’ı Hâkîm ve Meal-i Kerim

Hasan Basri Çantay;

1- Balıkesir’de 1887 yılında doğmuştur.

2- İlk tahsilinden sonra Arapça ve Farsça öğrenmiş ve Edebiyat, Felsefe, Hukuk, İktisat ile Maliye tahsili görmüştür

3- Bir yanda ticaret ve ziraat işleri uğraşırken bir yandan da ilmi faaliyetlerine devam etmekteydi

4- 1964 yılında İstanbul’da vefat etti. Defni ise Edirnekapı Mezarlığına olmuştur.

Eseri Kur’ân’ı Hâkîm ve Meal-i Kerim;

1- İlk defa 1953 yılında 3 cilt halinde basılmıştır

2- Eserde İçindekiler kısmı ilk ciltte mevcuttur. Her cildin sonunda ise özel isim indeksi mevcuttur

3- Eserin girişinde müellif geçmiş dönemde yapılmış tercümeler üzerinde durmuş ve sade bir dille meal yazmak istediğini dile getirmiştir

4- Eserde Kur’ân’ın asıl nüshasından 2 sayfa yan yana kullanılarak 1 sayfaya sığdırılmış, bu sayfaların mealleri ise asıl nüshaların bulunduğu sayfanın altına ve karşı sayfasına yapılmıştır

5- Kur’ân’da olmayan ifadeler ve kelimeler daha açıklayıcı olsun diye yazılmış ve bu kelimeler parantez içindebelirtilmiştir. Daha geniş açıklamalar ise dipnotta gösterilmiştir. Dipnottan verilen ifadeler Beyzavi, Celaleyn ve Buhari gibi kaynaklardan alınmıştır.

2- Kur’ân-ı Kerim Meali -- Heyet

1- DİB adına Diyanet İşleri Yüksek Kurulu tarafından bu meal yazılmıştır.

2- Bu meal 2003 yılında DİB tarafından yayımlanmıştır

3- Eserin girişinde Kur’ân tarihinden, Kur’ân İ’câzından, Kur’ân Tercümesi ve Meali arasındaki farklıklardan bahseder.

4- Meal yapılırken Sure adları, Surelerin ayet sayıları ve nüzul sayıları ile ilgili kısa bilgiler verilmiş ve surelerin içerikleri kısaca tanıtılmıştır

5- Bu mealin en önemli özelliklerinden bir tanesi dipnot açıklamalarıdır. Dipnotlarda, ayetlerde geçen kelimeler, kavramlar ve konuyla alakalı kısa açıklamalar yapılmış ve bu şekilde ayetlerin kolay anlaşılması amaçlanmıştır

3-             Kur’ân-ı Kerim ve Açıklamalı Meali – Heyet

1- Bu eser Ali Özek, Hayrettin Karaman, Mustafa Çağrıcı, Ali Turgut ve Saadettin Gümüş’ten oluşan bir komisyon tarafından icra edilmiş ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından ilk defa 1993 yılında basılmıştır.

2- Eser girişinde Kur’ân Tarihi ve Meali ile ilgili kısa bilgiler verilmiştir

3- Eserde okuyucuya kolaylık sağlasın diye ayrıntılı konu fihristi ve sureler indeksi koyulmuştur.

4- Eser de meal yapılırken sure başlarında sure adları, nüzul sebepleri ve ayet sayıları ile ilgili genel bilgiler verilmiştir.

5- Eserde parantez kullanımı ayetler daha iyi açıklansın diye aktif olarak kullanılmıştır;

Ø    Ayetlerin mealleri verilirken parantez içinde kısa açıklamalar yapılmış

Ø    Ayetlerin manası verildikten sonra yazarlar, parantez içinde küçük puntolarla bazı kelime ve kavramların açıklamasınıvermişlerdir

 

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD (1. VE 2. HAFTA)

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD  HARFLERİN MAHREÇLERİNİN TELAFFUZU 1- Kur’ân-ı Kerim’in  kendine has usulü ve fonetiği  vardır. Buna uygun olarak okunması için ise  harflerin mahreçlerini tam ve doğru olarak telaffuz etmek  gerekir. Bu yüzden Müslümanlar, Kur’ân da harflerin mahreçleri hususunda ki eğitime önem vermişler ve  tashih-i huruf ismi verilen eğitim yöntemini  geliştirmişlerdir. 2- Tashih-i huruf dersi  fem-i muhsin  ismi verilen kişiden alınmalıdır. 3- Kur'ân harflerinin   mahreç bölgesi üçtür; Dil (diş/damak), Dudak, Boğaz. 4- Mahreç bölgelerinden boğaz,  kendi içerisinde boğazın ağza yakın olan kısmı (çıkan harfleri غ خ), boğazın orta kısmı (çıkan harfleri ح ع) ve boğazın ağza uzak olan kısmı (çıkan harfleri ا ه)  şeklinde 3 bölüme ayrılmaktadır. 5- Mahreç bölgelerinden olan  dudak bölgesinden ise üst ön dişlerin ucu ile alt dudağın içinin ısırılmasıyla ف, dudakların öne toplanmasıyla و, dudaklar...

KUR'ÂN OKUMAYA GİRİŞ (1.HAFTA)

KUR'ÂN OKUMAYA GİRİŞ HARFLER VE ÖZELLİKLERİ 1- Harfler ve İsimleri 1- Kur’ân-ı Kerim’in  Arapça  indirilmiş bir kitap olup  Allah kelamıdır. 2- Kur’ân-ı Kerim’in  harflerinin tamamı 28 tanedir ve sessiz  harftir. Bu nedenle okunabilmesi için sesli harf görevi gören harflerin altında ve üstünde  harekeler  ismi verilen işaretler yer almaktadır. İlerleyen konularda bunları göreceğiz. 3- Aşağıdaki tabloda  Kur’ân harflerinin isimleri ve seslendirmeleri  vardır.  Türkçesi olarak yazılan kısım yaklaşık sesidir.  Sesler  tam olarak hocadan öğrenilecektir. 2- Harflerin Yazılışları   (Başta-Ortada-Sonda) 1- Arapça ’da kelimeleri oluşturan harfler,  çoğunlukla bir önceki bir sonrakine birleştirilerek  yazılır. Bu nedenle harflerin kelime içindeki yerine göre  yazılış biçimleri (bitişmemiş hali, kendinden sonraki ile bitişmiş hali, kendinden önceki ile bitişmiş hali ve hem kendinden önce hem de kendinden son...

HARFLERİN OKUNUŞU (2.HAFTA)

HARFLERİN OKUNUŞU 1- Harekeler: Üstün, Esre, Ötre 1- Kur’ân-ı Kerim’in  harflerinin tamamı sessiz  harftir. Bu nedenle okunabilmesi için sesli harf görevi gören harfin altında ve üstünde  harekeler  ismi verilen işaretler yer almaktadır. Bunlar üç tanedir;  Ø Fetha (Üstün);  ince sese e-a arası kalın sese ise –a sesi verir. (Harfin üzerinde tek çizgi halinde). Dudaklar normal halinde söylenir.  Harflerin fethalı okunuşu; Örnek1; Ø Kesra  (Esre);  ince sese -i sesi kalın sese ise -ı-i arası ses verir. (Harfin altında tek çizgi halinde). Dudaklar geride söylenir.  Harflerin kesralı okunuşu; Örnek1; Ø Damme (Ötre); ince sese u-ü arası, kalın sese ise u sesi verir. (Harfin üzerinde kurdele halinde bulunur. Dudaklar önde söylenir. Harflerin dammeli okunuşu;  Örnek1; 2- Harflerin Cezmli  Okunuşu 1- Kendisine  sükun  denilen ve bulunduğu harfi  sakin  haline getiren (bulunduğu harfe de  sakin harf  denir...