Ana içeriğe atla

FATİHA SURESİ VE TEFSİRİ

FFATİHA SURESİ VE TEFSİRİ

Fatiha Suresi;

1- Kur’ân’ın Mushaf sırasına göre ilknüzul sırasına göre ise beşinci suredir.

2- Tamamı bir defa da inen ilk Mekki Suredir.

3- Fatiha kelimesi «AÇICI» manasına gelmektedir.

4- 7 ayetten oluşmaktadır.

5- Fatiha Suresinin ilk 5 ayeti bir Müslüman profili çizer ve bu Müslüman profilinde kafa karışıklığına yer yoktur.

6- Kulun Rabbi ile konuşmasıdır.

7- Bu surenin yarısı Allah'a yarısı ise kula aittir. İlk bölümde Allah'a hamd edilir ve yüceltilir ikinci bölümde ise kul, isteklerini Rabbine arz eder ve kendisi için dua eder.

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

1- Bu lafız, girişilen bir işe güç yetirmek için gereken kuvvet ve kudretin Allah (c.c) tarafından verildiğini ifade eder. Verilen güç bir nevi şükürdür.

2- Rahman kelimesi «Dünyadaki bütün varlıklara merhamet eden» ve «çok merhamet eden» manasına gelirken Rahim kelimesi ise «Ahirette sadece Mü'minlere merhamet eden» ve «sonsuz merhamet eden» manasına gelmektedir. 

3- Allah bu kelime ile kendisini hem merhametin kaynağı hem de merhamet eden olarak tanımlamaktadır. Bu nedenle Allah bu lafızla insanoğluna, birbirlerine ve diğer canlılara merhamet etmesi gerektiğini söylemektedir.

4- Bu lafız Allah’ı hatırda tutmanın ve Allah’ı şahit tutmanın en güzel ifadesidir. 

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمٖينَ

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur

1- Hamd, yapılan bir iyiliğe karşılık olarak iyiliği yapan kimseye saygı duymak ve onu övmek demektir.

2- Hamdın sadece Allah’a ait olması, «her türlü şükür, teşbih, tekbir ve tebcilin âlemlerin Rabbi olan Allah’a (c.c) yapılması gerekmektedir» manası taşır.

NOT: Firavun, «BEN SİZİN RABBİNİZİM» dediği lafında kullandığı «RAB» kelimesini, yaratan «ALLAH» anlamında değil kullarının hayatına istediği gibi karışan ve onların hayatlarını düzenleyen manasında kullanmıştır.

اَلرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

O, Rahmandır ve Rahimdir

1- Rahman kelimesi «Dünyadaki bütün varlıklara merhamet eden» ve «çok merhamet eden» manasına gelirken Rahim kelimesi ise «Ahirette sadece Mü'minlere merhamet eden» ve «sonsuz merhamet eden» manasına gelmektedir. 

2- Bu ayette yer alan "Rahman ile Rahim" ifadeleri bir önceki ayette yer alan "Rabbu'l âlemin" lafzı ile ilintilidir. Allah ilk olarak kullarına kendisini "Rabbu'l alemin olarak tanıtıp kullarına bir korku salmıştır. Çünkü bu lafızda bir heybet bir azamet mevcuttur. Hemen sonrasında ise kendisinin azameti ve heybeti olduğu kadar merhametli yapısı da olduğunu söyleyen Rahman ve Rahim sıfatını söyleyerek kullarının ümitvâri bir yapıya kavuşmasını sağlamıştır. Bu şekilde Allah kullarının havf ve reca döngüsü içerisinde yaşamasını ister.

3- Aynı zamanda Allah bu kelime ile kendisini hem merhametin kaynağı hem de merhamet eden olarak tanımlamaktadır. Bu nedenle Allah bu lafızla insanoğluna, birbirlerine ve diğer canlılara merhamet etmesi gerektiğinisöylemektedir.

مَالِكِ يَوْمِ الدّٖينِ

Ödül ve Ceza gününün hakimidir.

1- «Mâlik» kelimesi «sahip» ve «hâkim» demektir.

2- «Yevm» kelimesi ise «değişik zaman dilimlerini ifade eden» bir vakit dilimidir.

3- Bu ayette «Yevmi’d-din» ifadesi ile «Kıyamet günü» kastedilmektedir.

4- Bu ayet Allah’ın herkesin yaptığının karşılığını alacağı kıyamet gününde tek hâkim olacağını ve o günde her varlık üzerinde tam bir otoritesinin olacağını vurgular.

اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ

Rabbimiz sadece sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz.

1- «İbadet» kelimesi «kulluk etmek» ve «boyun eğmek» demektir.

2- «Nesteîn» kelimesi ise «Yardım isteriz» manasına gelmektedir.

3- Bu ayette Allah, kulluğun sadece tek layık olan kendisine yapılması gerektiğini ve insanların sadece yine tek layık olan kendisinden yardım dilemesi gerektiğini söyler.

NOT: Allah dışında başkasından yardım dileyen ya da Allah dışında başkasına kulluk eden kimse açıkça şirketmektedir.

ÖRNEK;

- Şeyhinden medet uman müritler

- Makamı, parayı, şanı ve şöhretini kaybetmemek için Allah’ın kurallarını çiğneyenler vb.

NOT: Müslüman dediğin neye niçin inandığını, kim için ve ne uğruna yaşaması gerektiğini, kimden ve neyin karşılığında yardım talebinde bulunacağını bilmek zorundadır.

اِھْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقٖيمَ

Bizi doğru yola ilet

1- «Hidayet» kelimesi «doğru yola iletmek» , «yol göstermek» ve «irşâd etmek» demektir.

2- İnsan her şeyden önce hidayeti istemelidirÇünkü Allah isteyene hidayeti verir isteyeni ise sapıklıkta terk eder. (İbrahim Suresi 4. ayet) Bu nedenle de Allah bu ayetle bize Hidayet etmemiz için öncelikle dua etmemiz gerektiğini öğretir.

3- Söz konusu hidayet için edilen bu dua «Sırat-ı Müstakim» denen dosdoğru yol için olmalıdır ve Allah’ın nimetlendirdiği insanların yoluna ulaşmak için dua edilmelidir.

4- Duamız hidayet ulaşmak için olduğu kadar o hidayet üzerinde kalmak için de olmalıdır. 

صِرَاطَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ

Kendilerini nimet verdiklerin yoluna ilet; gazaba uğramışların, azıp sapmışların değil!

1- Ayette ki nimetten kasıt, doğru şekilde yaşayarak Allah'ın rızasını kazanmanın sonucu olarak bahşedilen sürekli ve hakiki nimetlerdir

2- Ayette geçen gazaba uğrayanlardan kasıt, Allah'ın mesajından tam olarak haberdar olup, mahiyetini anlayan ama kabul etmeyenlerdir.

3- Ayette geçen sapkınlardan kasıt ise ya hakikatin kendilerine hiç ulaşmadığı insanlar ya da hakikati kabul etmelerini güçleştirecek kadar bozulmuş olanlardır

4- Ayette geçen sapkınlar, gazaba uğrayanlar kaybedenlerdir ve bunlardan olmamak için dua etmek gerekir.

 

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

İMAN VE İSLAM

 İMAN VE İSLAM Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet 1.                Allah’a ve Hz. Muhammed’e karşı inancımızı ifade ettiğimiz ve inancın özü olarak nitelendirilen ifadelere   “ Kelime-i Tevhid”  ve “Kelime-i Şehadet” ismi verilir.  Şayet bir kimse bu sözleri kalben söylerse (dil ve kalp) Müslüman olur. Kelime-i Tevhid 1.                “La İlahe illallah. Muhammedun Rasulullah. (Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed, Allah’ın Rasulüdür)”   ifadesi kelime-i tevhid deyince anlaşılan lafızlardır. Bu sözü söylemiş olan kimse  Allah’ın tek ilah olduğunu ve Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğunu   kabul etmiştir. 2.                İslam dini, tevhid dinidir;   tek olan Allah’a inanç duyma dinidir.   Tevhid ’in zıddı ise şirktir.   Şirk, Allah’ı ortak koşmak manasına gelmektedir.  3.                Müslümanlar şirkten uzak durmalıdırlar ki bunun için   kelime-i tevhid-i sık sık tekrar etmeliler ve hayatlarına tatbik etmelidirler;   Yüce Allah’ın var olduğunu, bir olduğunu ve her şeyin

İBADET VE İNSAN

İBADET VE İNSAN 1.                İmanın Göstergesi İbadet 1-               İnanmak ve tasdik etmek manasına gelen  iman etmek,  Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere (hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine) inanmak  manasına gelmektedir.  2-               Teslim olmak manasına gelen   ibadet,  Allah’a kul olmak   demektir. 3-               Kainattaki bütün varlıkların var olma sebebi Allah’tır.   Yani bütün varlıklar, varoluşlarını Allah’a borçludurlar.  O halde onlarda sonsuz bir bağlılıkla Allah’a itaat etmelidirler.  Bu hususta Allah  “Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa-sola dönmektedir”  buyurmaktadır.  4-               Dünyada var olan her bir varlığın bir amacı vardır.   Bu hususta Allah  “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık”  buyurmaktadır.  Bu canlılar içerisinde insan da vardır ki onun da dünyada bir görevi vardır.   Allah

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD (1. VE 2. HAFTA)

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD  HARFLERİN MAHREÇLERİNİN TELAFFUZU 1- Kur’ân-ı Kerim’in  kendine has usulü ve fonetiği  vardır. Buna uygun olarak okunması için ise  harflerin mahreçlerini tam ve doğru olarak telaffuz etmek  gerekir. Bu yüzden Müslümanlar, Kur’ân da harflerin mahreçleri hususunda ki eğitime önem vermişler ve  tashih-i huruf ismi verilen eğitim yöntemini  geliştirmişlerdir. 2- Tashih-i huruf dersi  fem-i muhsin  ismi verilen kişiden alınmalıdır. 3- Kur'ân harflerinin   mahreç bölgesi üçtür; Dil (diş/damak), Dudak, Boğaz. 4- Mahreç bölgelerinden boğaz,  kendi içerisinde boğazın ağza yakın olan kısmı (çıkan harfleri غ خ), boğazın orta kısmı (çıkan harfleri ح ع) ve boğazın ağza uzak olan kısmı (çıkan harfleri ا ه)  şeklinde 3 bölüme ayrılmaktadır. 5- Mahreç bölgelerinden olan  dudak bölgesinden ise üst ön dişlerin ucu ile alt dudağın içinin ısırılmasıyla ف, dudakların öne toplanmasıyla و, dudakların normal halindeyken kuvvetlice kapanmasıyla ب ve d