İSLAM VE GÜNLÜK HAYAT
1- İslam Ahlakının Özü: Edep ve Haya
1- Sözlük anlamı zarafet, söz ve hareketlerde güzel davranışta bulunma manasına gelen edep (çoğulu adap), Allah ve Hz. Muhammed’in emirlerine uyarak güzey huy edinmek manasına gelmektedir.
2- Sözlükte ar, utanma ve çekinme gibi manalara gelen hayâ, bir kimsenin Allah’a karşı sevgiden ötürü kötü ve çirkin işlerden uzak durması manasına gelmektedir. Her insanda muhakkak haya var olan bir olgudur ki her kimse insanlar arasında yanlış olarak kabul edilen davranışları yapmaya çekinir.
3- İslam toplumunda hayanın ayrı bir yeri mevcuttur. Hz. Muhammed husus ile alakalı olarak «kendisinden utanılmaya en layık varlık Allah’tır» buyurmuştur. Yani insan, Allah’tan haya ederek –ki Allah her an insanları görür ve gözetir- hayatını şekillendirir. Hz. Muhammed bu husus ile alakalı «her dinin karakteri vardır. İslam’ın karakteri ise hayâdır» buyurmaktadır.
4- İnsanların en hayalısı Hz. Muhammed’dir ki insanlar hayayı ondan öğrenir. Hz. Muhammed ise en kızgın anımızda bile hayayı elden bırakmamamız gerektiğini ifade etmiştir. Bu hususta ise «Sabır ilk andadır» buyurmuştur. Hz. Muhammed hayanın önemini şu sözleri ile bizlere öğretmiştir; «Hayasızlık her ne şeyde olursa onu kirletir, çirkinleştirir; hayâ da her ne şeyde olursa onu süsler, güzelleştirir.»
Örnek: Bazı Müslümanlar, Hz. Muhammed’e ziyarete geldiler. Ancak ziyaretleri geç saatlere kadar devam etti. Her ne kadar bu durum peygamber ve ailesini rahatsız ettiyse de Hz. Muhammed, hayasından sustu ve bir şey demedi. Allah ise bu durum üzere şu ayetleri inzal etti; “Ey inananlar! Peygamber’in evlerine, yemeğe çağırılmaksızın vakitli vakitsiz girmeyin; fakat davet edilseniz girin ve yemeği yiyince, dağılın. Sohbet etmek için de girip oturmayın. Bu hâliniz Peygamber’i üzüyor, o da size bir şey söylemeye hayâ ediyordu. Allah gerçeği söylemekten çekinmez…”
5- Müslümanın, kendisini yaratan ve kendisini hiçbir zaman yalnız bırakmayan Allah’a karşı bir haya sahibi olması gereklidir;
Müslüman, sevginin asıl sahibi olan Allah’ı yaratılanlar ile bir tutmamalı ve onu her şeyden daha çok sevmelidir. İnsanın Allah’a karşı olan sevgisi onun emir ve yasaklarına uymaktır. Allah’ın istemediği bir şey yaptığın da ise hemen tövbe etmektir. Bu hususta Allah, «İnsanlardan kimileri vardır ki, Allah’tan başka bazı varlıkları Allah’a denk ilahlar sayar da bunları Allah’ı sever gibi severler. İman edenler ise en çok Allah’ı severler...» buyurmaktadır.
6- Müslüman, kendisine İslam’ı ve Kur’ân-ı açıklayan ve kendisini çokça seven (bu hususta Allah, «Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir» buyurmaktadır) Hz. Muhammed’e karşı da hayâ duyması gerekmektedir. Bu hususta Allah, «Ey iman edenler: Söz ve hareketlerinizde ileri gidip de Allah’ın ve Resûlü’nün önüne geçmeyin, Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah her şeyi hakkıyla işitir ve görür. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi O’nunla da öylece konuşmayın. Yoksa siz farkında olmadan bütün emekleriniz hiçe iniverir.» buyurmaktadır.
- Müslümanlar, Hz. Muhammed’i sevmeli ve onun sözünden çıkmamalıdır. Ona karşı sevgi ve saygısını salavat getirerek gösterebilirler. Hz. Muhammed bu hususta şöyle buyurmuştur; «Şu üç özellik kimde bulunursa o kişi imanın tadına erer: Allah ve Resulü’nü herkesten çok sevmek, sevdiği kişiyi sadece Allah için sevmek, imandan sonra küfre dönmekten, ateşe atılmaktan çekindiği gibi çekinmek.»
7- Müslüman, günlük hayatında ve sosyal ilişkilerinde edepli bir kimse olmalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder