Ana içeriğe atla

İBADET VE İNSAN

İBADET VE İNSAN

1.              İmanın Göstergesi İbadet

1-             İnanmak ve tasdik etmek manasına gelen iman etmek, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere (hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine) inanmak manasına gelmektedir. 

2-             Teslim olmak manasına gelen ibadet, Allah’a kul olmak demektir.

3-             Kainattaki bütün varlıkların var olma sebebi Allah’tır. Yani bütün varlıklar, varoluşlarını Allah’a borçludurlar. O halde onlarda sonsuz bir bağlılıkla Allah’a itaat etmelidirler. Bu hususta Allah “Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa-sola dönmektedir” buyurmaktadır. 

4-             Dünyada var olan her bir varlığın bir amacı vardır. Bu hususta Allah “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık” buyurmaktadır. Bu canlılar içerisinde insan da vardır ki onun da dünyada bir görevi vardır. Allah bu hususta “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” ve “Ey İnsanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin ki Allah’a karşı gelmekten sakınasınız” buyurmaktadır.

5-             İman ile ibadet arasında sıkı bir ilişki vardır. Bir kimse iyi bir kul olmak isterse bu kelime-i tevhid ile başlar, Allah’ın yüceliğini kabul edip peygamberlere ve ahirete imanla devam eder, ibadetler ve güzel davranışlar ile ise kökleşir. O halde iman ile ibadet, birbirinden ayrılmayan bir bütündür. Allah, bu hususta “Bunlar, tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rüku’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele” 

6-             İman, insanın içinde oluşan bir şeydir. İbadet ise bu içte oluşan imanın göstergesidir. İbadet, sadece namaz, oruç, zekât, hac gibi davranışlardan ibaret olmayıp hayatın tamamını kuşatır. İnsan, yaptığı her davranış için ahirette karşılığını görecektir.

7-             İnsan, dünyada diğer varlıklardan daha üstün yaratılmış, diğer varlıklar kendisine hizmetkâr kılınmış ve kendilerine sayısız nimet verilmiştir. Aslında ibadet, Allah’a bir teşekkürdür. Bu hususta Allah, “O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız..” ve “Hayır! Yalnız Allah’a ibadet et ve şükredenlerden ol” buyurmuştur. 

8-             İbadetler, insanı zaaflarından kurtarır ve onu daha erdemli bir insan haline getirir. Çünkü ibadetler, her an Allah’ın huzurunda olma bilincini insana aşılar. 

2.             İbadetin Kabul Şartları 

1.              İbadetlerin Allah katında makbul olması için birtakım şartları taşıması gerekmektedir. Bu hususta bu şartlar, Kur’ân ve sünnette açıkça belirtilmiştir ki insanlar, ibadetlerini bu şartlara göre yürütmelidir. 

2.              Kur’ân ve sünnetten çıkarılan verilere göre ibadetlerin şekilleri, tarzı, vakti vs. (mesela namazın rekâtı, vakti, öncesinden abdest olması vs.) hususundaki şartlar yerine geldikten sonra bir de manevi anlamda niyet, ihlas ve sünnete uygunluk açısından insanların ibadetlerini yerine getirmesi elzemdir.

2.1.         Niyet

1.              Sözlükte kastetme, meyletme gibi manalara gelene niyet, kişinin kalben Allah’ın emrini yerine getirmeye meyletmesidir ve bunu dil ile de riyadan kaçınarak ifade etmesidir.

2.              Bir ibadetin kabulü için ilk şart, o ibadet için niyet etmektir ki bu niyette Allah rızası için olmalı, dünyevi için olmamalıdır. Allah bu hususta şöyle demiştir; “De ki: Rabbim adaleti emretti. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi (O’na) doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.” 

3.              Müslümanların ibadetlerindeki amacı sadece Allah’a yönelmektir. Bu hususta Allah “(Ey Muhammed) Biz bu kitabı sana gerçeğin bilgisi olarak indirdik; öyleyse içten bir inanç ve bağlılık göstererek sadece Allah’a ibadet et.” buyurmaktadır Hz. Mıuhammed ise “ameller niyetlere göredir: Herkesin niyeti ne ise eline geçecek olan da odur”buyurmaktadır. 

2.2.         İhlas

1.              Sözlükte saflaştırmak, temizleyip arındırmak manasına gelen ihlas, ibadetleri ve salih amelleri riyadan ve menfaatlerden arındırıp sadece Allah rızası için yapmaya denir.

2.              Bir insanın hayat boyu gözetmesi gerektiği en önemli duygulardan biri olan ihlas ile alakalı Allah “Halbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmiştir. İşte bu dosdoğru dindir” buyurmaktadır. Hz. Muhammed ise “Sizden biriniz Allah’a kulluktaki samimiyetini güzelleştirirse yaptığı her iyilik onun için on katından yedi yüz katına kadar çoğaltılarak yazılır…” ve “dininde samimi (ihlaslı) ol ki az amel bile sana yetsin” ve “Allah sadece samimi bir şekilde ve kendi rızası gözetilerek yapılan amelleri kabul eder” buyurmaktadır. 

2.3.         Sünnete Uygunluk

1.              Sözlükte yol, hâl, tavır vs. gibi anlamlara gelen sünnet, Hz. Muhammed’in sözleri, fiilleri ve sahabelerin yaptığı kimi davranışları onaylaması manasına gelmektedir.

2.              Hz. Muhammed sünneti ile insanlara inanç, ibadet, hukuk, siyaset, ahlak vs. gibi alanlarda insanlara önder olmuştur ki bunu kimi zaman yaşayarak kimi zaman ise anlatarak insanlara aktarmıştır.

3.              İnsanlar sünnete uygun bir şekilde yaşamalıdır ki zaten sünnet olmadan İslam’ın yaşanması mümkün değildir. Mesela namazın hangi vakitlerde kaç rekât ve nasıl kılınacağı hususu, orucun nasıl tutulacağı hususu, kurbanın nasıl kesileceği hususu vs. Hz. Muhammed tarafından açıklanmıştır. Bu hususta Allah “De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” 

 

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

İMAN VE İSLAM

 İMAN VE İSLAM Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet 1.                Allah’a ve Hz. Muhammed’e karşı inancımızı ifade ettiğimiz ve inancın özü olarak nitelendirilen ifadelere   “ Kelime-i Tevhid”  ve “Kelime-i Şehadet” ismi verilir.  Şayet bir kimse bu sözleri kalben söylerse (dil ve kalp) Müslüman olur. Kelime-i Tevhid 1.                “La İlahe illallah. Muhammedun Rasulullah. (Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed, Allah’ın Rasulüdür)”   ifadesi kelime-i tevhid deyince anlaşılan lafızlardır. Bu sözü söylemiş olan kimse  Allah’ın tek ilah olduğunu ve Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğunu   kabul etmiştir. 2.                İslam dini, tevhid dinidir;   tek olan Allah’a inanç duyma dinidir.   Tevhid ’in zıddı ise şirktir.   Şirk, Allah’ı ortak koşmak manasına gelmektedir.  3.                Müslümanlar şirkten uzak durmalıdırlar ki bunun için   kelime-i tevhid-i sık sık tekrar etmeliler ve hayatlarına tatbik etmelidirler;   Yüce Allah’ın var olduğunu, bir olduğunu ve her şeyin

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD (1. VE 2. HAFTA)

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD  HARFLERİN MAHREÇLERİNİN TELAFFUZU 1- Kur’ân-ı Kerim’in  kendine has usulü ve fonetiği  vardır. Buna uygun olarak okunması için ise  harflerin mahreçlerini tam ve doğru olarak telaffuz etmek  gerekir. Bu yüzden Müslümanlar, Kur’ân da harflerin mahreçleri hususunda ki eğitime önem vermişler ve  tashih-i huruf ismi verilen eğitim yöntemini  geliştirmişlerdir. 2- Tashih-i huruf dersi  fem-i muhsin  ismi verilen kişiden alınmalıdır. 3- Kur'ân harflerinin   mahreç bölgesi üçtür; Dil (diş/damak), Dudak, Boğaz. 4- Mahreç bölgelerinden boğaz,  kendi içerisinde boğazın ağza yakın olan kısmı (çıkan harfleri غ خ), boğazın orta kısmı (çıkan harfleri ح ع) ve boğazın ağza uzak olan kısmı (çıkan harfleri ا ه)  şeklinde 3 bölüme ayrılmaktadır. 5- Mahreç bölgelerinden olan  dudak bölgesinden ise üst ön dişlerin ucu ile alt dudağın içinin ısırılmasıyla ف, dudakların öne toplanmasıyla و, dudakların normal halindeyken kuvvetlice kapanmasıyla ب ve d