PEYGAMBERİMİZ VE
SAHABE
PEYGAMBERİMİZİN
YOL ARKADAŞLARI: SAHABİLER
Ø Hz. Muhammed zamanında
yaşamış olan, onunla sohbet eden ve Müslüman olarak vefat eden kimselere sahabe-ashab (tekili sahabi) ismi
verilir. Sahabeler, İslam’ı ilk kaynağından
öğrenmiş ve İslam’ın yayılmasında büyük zorluklar ile baş etmiş kimselerdir.
Ø Kur’ân’ın 23 yıllık nüzul
sürecine tanık olan, Peygamberden ilk terbiyesini alan ve peygamberin vefalı
dostları olan sahabeler, Müslüman olarak derecenin en üst kısmındadır. Ancak
onların kendi arasında da bir derece farkı vardır. Allah (C.C) sahabeler ile alakalı Kur’ân’da “…insanlık için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmet…” buyurmuştur.
İlk Müslümanlar
Ø İlk Müslümanlar, toplumun her
kesiminden var olduğu kadar çoğunluğun gençlerden olduğu görülmektedir. İlerleyen zaman diliminde bu kimselerden komutanlar, valiler, öğretmenler, hakimler vs. çıkmıştır.
Ø İlk Müslüman olan sahabelerden bazıları;
v Hz. Ali (10 yaşında)
o Cebrail, Hz. Muhammed’e ilk vahiyden sonra tekrar geldi ve abdest
alma ile namaz kılmayı öğretti. Eve giden Hz. Muhammed öğrendiklerini ve yaşadıklarını
Hz. Hatice’ye anlattı. Hz. Muhammed ve Hz. Hatice
birlikte namaz kılarken onları gören Hz. Ali, 10 yaşında Müslüman oldu ve
onlarla namaz kıldı.
o Hz. Ali, Medine’ye hicret zamanında 22 yaşındaydı. Hz. Muhammed, Hz. Ali’yi emanetleri dağıtması için geride
bırakmıştı. Hz. Ali, benim en güzel uyku uyuduğum gece dediği
gecede Hz. Muhammed’in hırkasına bürünmüş, yatağına yatmış ve Hz. Muhammed’e
suikast düzenleyenleri şaşırtmıştır; ölümle tabir-i caiz ise burun buruna
gelmiştir.
o Hz. Ali, hicretten sonra
25-30’lu yaşlarında birçok savaşa katılmış, komutan olmuştur.
o Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatıma ile evlenen Hz. Ali, Hz. Muhammed’in damadı olmuştur.
o Hz. Ali, Müslümanların dördüncü
halifesi olmuş ve Kur’ân, fıkıh, hadis gibi ilimlerde de kendi adından söz ettirmiştir.
v Hz. Osman (25-30 yaşında)
o Hz. Muhammed’den 5—6 yaş
küçük olan Hz. Osman, ilk Müslüman olan 10 kişi
arasındaydı.
o Tanınmış ve varlıklı bir aileye sahip olan Hz. Osman’ın Müslüman olması,
Mekke’de ve civarında büyük yankı kopardı.
o Varlığının tamamını İslam’a
ayıran Hz. Osman, peygambere iki defa damat olduğu için iki nur manasında
kendisine “Zinnureyn” lakabı verildi.
o Hz. Muhammed’den sonra İslam Devletinin
üçüncü halifesi oldu ve hilafeti zamanında birçok fetih gerçekleştirdi.
v Hz. Ebubekir
o
Hz. Muhammed’den iki yaş küçük olan Hz. Ebubekir, yetişkin olarak ilk Müslüman olan erkektir.
o
Son
derece varlıklı olan Hz. Ebubekir, bütün
servetini İslam uğruna harcadı. Birçok
köleyi satın alarak azat etti.
o
Peygamberin katıldığı bütün savaşlara katılan Hz. Ebubekir, peygamberin çok yakın
arkadaşı olmasından ötürü “Sıddık” lakabı ile anıldı.
o
Hz.
Ebubekir, peygamberin vefatından sonra ilk İslam
Halifesi olarak seçildi.
v Cafer bin Ebi Talib (Hz.
Ali’nin ağabeyi 22 yaşında)
o
Nam-ı değer Cafer-i Tayyar’dır; 628 yılında yapılan Mute Savaşı’nda komutan olarak görev yapmış ve
iki kolunu kaybederek şehit olmuştur. Hz.
Muhammed’e Cafer’e cennette iki kanat hediye edildiği müjdelenmiştir. Bu denli Cafer-i Tayyar yani Uçan Cafer unvanını
almıştır.
o
Cafer-i Tayyar, 25 yaşında iken
Habeşistan’a hicrette Müslümanların başında gitmişti. Habeşistan’a
hicret eden Müslümanları geri almaya çalışan Kureyşlilere verdiği cevaplar ise akıllara
durgunluk verecek düzeydeydi.
v Zeyd bin Harise (15
yaşında)
o
Hz. Muhammed’in hizmetlisi Zeyd, Hz. Muhammed’in İslam tebliğsini karşılıksız bırakmadı.
v Erkam bin Ebu’l Erkam (17
yaşında)
o
İlk
Müslümanların toplanacakları bir yerleri yoktu. Erkam
ise evini ilk Müslümanlara açtı; Müslümanlar bu evde İslam’ı
anlatan sohbetlere katıldı, toplandı ve namazlarını cemaatle kıldılar. Birçok
kimse bu evde İslam’a girdi.
v Abdurrahman bin Avf (17
yaşında)
v Sa’d bin Ebu Vakkas (17
yaşında)
v Abdullah bin Mes’ud (16
yaşında)
v Zübeyr bin Avvam (16
yaşında)
v Talha bin Ubeydullah (17
yaşında)
v Abdullah bin Cahş ve
kardeşi Ubeydullah bin Cahş (18-20 yaşında)
Aşere-i Mübeşşere
Ø Hz. Muhammed tarafından daha hayatta iken cennet ile müjdelenen 10
kişi manasına gelen “aşere-i mübeşşere” içerisine girenlerin bazı ortak özellikleri vardır;
v Hz. Muhammed’e İslam’ın
yayılmasında çok yardımcı olan ilk Müslümanlardır.
v Kureyş soyundan gelmelerinden
ötürü Hz. Muhammed ile soyları birleşir.
v Bedir Savaşı’na ve Rıdvan
Biatı’na katılmışlardır.
v Allah ve Rasulünü
sevdikleri, Rasulullah tarafından açıklanmıştır.
v Allah yolu için akrabaları
ile hiç düşünmeden savaşmışlardır.
Ø Aşere-i mübeşşere
içerisinde olanlar;
v Hz. Ebubekir
v Hz. Ömer
v Hz. Osman
v Hz. Ali
v Talha bin Ubeydullah
v Zübeyr bin Avvam
v Abdurrahman bin Avf
v Sa’d bin Ebu Vakkas
v Ebu Ubeyde bin Cerrah (Abdullah bin Mes’ud)
v Said bin Zeyd
Bedir Ashabı
Ø 624 yılında yapılan Bedir Savaşı’nda
Müslümanlar, müşriklere karşı oldukça sayı olarak azdı. Müslümanların baş
düşmanı Ebu Cehil’e karşı yapılan bu savaşta ağır kayıplar veren Müşriklere
karşı müslümanların sayısı 330’du. Savaşa
katılan ve öne çıkan bazı sahabeler;
v Ömer bin Hattab
v Osman bin Affan
v Ebubekir Sıddık
v Ali bin Ebu Talib
v Talha bin Ubeydullah
v Zubeyr bin Avvam
v Abdurrahman bin Avf
v Sa’d bin Ebu Vakkas
Rıdvan Biatı
Ø 628 yılında Hudeybiye
Antlaşması’ndan önce sahabenin Hz. Muhammed’e yaptığı biata denir; Hz. Muhammed 628 yılında bir sabah
umre yapmak isteğini sahabeler ile paylaştı. Sahabeler ile Mekke’ye doğru yolan
çıkan Hz. Muhammed’in, karşısına 200 kişilik orduya bir Müşrik ordusu çıktı. Ancak Hz. Muhammed, niyetinin anlaşılması için (sadece umre
yapmak) Mekke’ye bir elçi gönderdi. Mekke’dekiler niyeti iyi anlayamadı. Bu
sebeple Hz. Muhammed, Mekke’lilerin iyi tanıdığı Hz. Osman’ı bu sefer elçi
olarak gönderdi. Mekkeli
Müşrikler, Hz. Osman’a Kabe’yi tavaf izni verdi. Ancak Hz. Muhammed’in Mekke’ye
girmesine izin vermediler. Hz. Osman, “Hz.
Muhammed tavaf etmeden bende etmem” deyince
Mekkeli Müşrikler bu tutuma kızdılar ve Hz. Osman’ı esir ettiler. Hz. Muhammed’e ise Hz. Osman öldürüldü diye haber ettiler.
Hz. Muhammed bu haber üzerine orada bulunan 1500 sahabeden semure ağacı altında
“savaştan kaçmamaları” ve “ölüm üzerine” söz aldı. Bu söz esnasında Hz.
Muhammed, sol elini sağ el üzerine koydu ve Hz. Osman adına da biat aldı.
Böylece Hz. Osman’da Rıdvan biatına katılanlar arasında yer aldı.
Ø Biat sonrası Hudeybiye antlaşması yapıldı ve devamında Müslümanlar
antlaşma şartları gereği Medine’ye geri dönerken Fetih Suresi nazil oldu. Allah
bu surenin ilgili ayetlerinde “Ey Muhammed! Şüphesiz ki sana biat edenler ancak Allah’a biat etmiş olurlar; Allah’ın eli onların elleri üstündedir.” ve “Ey
Muhammed! And olsun ki Allah seninle ağaç altında
biat ederlerken müminlerden razı olmuştur.” buyurdu. Allah’ın
bu ayetleri üzerine Hz. Muhammed, “ağaç altında
bana biat edenlerden hiçbirisi cehenneme girmeyecektir” buyurmuştur.
NOT: Getirilen emir ve yasaklarda Hz. Muhammed’e itaat
eden ve ona bu hususlarda söz verme anlamına gelir.
Ø Hz. Ömer, Hz. Ebubekir ile aynı yaşta
olan, Kureyş geleneklerine bağlı olan (bu sebepten ötürü Hz. Muhammed’i
başlangıçta bozgunculukla suçladı), bilgili, şair, güçlü, iyi ata binen bir
kimsedir. Hz. Muhammed’in
peygamberliğinin 6. Yılında Müslüman olmuştur.
Ø İslam Devleti’nin 2. Halifesi olan
Hz. Ömer, Suriye, Filistin, Kudüs, Antakya ve Kuzey Afrika’da birçok fetihler
yaptı. Hz. Ömer, İslam Devleti
tarihinde ilk düzenli orduyu ve divan teşkilatını kuran halife olup Ecnadeyn
Savaşı’nda Doğu Roma İmparatorluğunu yenmiştir. Ayrıca Sasani Devleti’ni
yenerek yıkmıştır.
Ø Hz. Ömer, Hicri Takvimi ilk kullanan
halife olmuştur. Kendisi hep adaletle konuşmasından ötürü
kendisine “Faruk” lakabı verilmiştir.
SAHABENİN DİLİNDEN PEYGAMBER EFENDİMİZ
Ø Sahabe nesli, Hz. Peygamber ile kötü
alışkanlıklarından vazgeçmiş ve İslamiyet’in yayılmasında önemli bir görev
üstlenmişlerdir. Bu
nedenle önemli bir yere sahiptir. Ayrıca Kur’ân’ın
iniş sebepleri, Peygamber hakkında bildiğimiz birçok örnek ve Peygamberimizin
söz ve davranışlarının ortaya çıkış sebepleri gibi bilgiler sahabelerden
gelmektedir. Sahabelerin, Hz.
Muhammed hakkındaki söylemlerinden bazıları;
Hz. Aişe
Ø
“Resûlullah
(s.a.v.) her işe sağdan başlamayı severdi. Abdest ve boy abdesti aldığında sağ eliyle, saçını sakalını taradığında sağ tarafından, ayakkabısını giymeye de sağ ayağından başlardı.”
Ø
“Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem sağ elini temizlik ve yemek için, sol
elini de tuvalette temizlenmek ve benzeri işler için kullanırdı.”
Ø
“Resûlullah
(s.a.v.), hayatta ne bir kadın dövmüştür ne de bir hizmetçi.”
Abdullah bin Selam
Ø
“Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellemin Medine’yi şereflendirdiği gün, insanlar ‘Resûlullah geldi!
Resûlullah geldi!” diye ona doğru koşuyordu. Onu görmek için ben de onların arasına katıldım. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin yüzünü görür görmez, o
yüzün sahibinin yalan söylemeyeceğini anladım.”
Berâ bin Azîb
Ø
“Fahr-i
Kâinat Efendimiz’in mübarek saçı ne çok dalgalı ne de tamamen düzdü. Orta boyluydu. Göğsü ile iki omzunun arası genişçeydi. Gür saçları başından kulak memesine kadar inerdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellemi kırmızı renkli bir elbise içinde görmüştüm; ben hayatımda ondan daha güzel bir varlık görmedim.”
Enes bin Malik
Ø
“Resûlullah
(s.a.v.) ahlak yönünden insanların en güzeli idi. (Ben çocukluğumda kendisine hizmet ettiğim sıralarda) bir gün beni (bir ihtiyaç için) bir yere gönderdi. Ben de
(o günkü çocukluğun verdiği bir sorumsuzlukla): Vallahi ben
gitmem; dedim, oysa içimde Allah’ın Peygamberi’nin emrettiği işe gitmek (niyeti) vardı. Derken çıktım (bu iş için yola koyuldum). Sokakta
oynayan çocuklara rastladım (onlarla birlikte oyuna dalıp işimi unuttum. Bir süre sonra) bir de baktım ki; Resûlullah (s.a.v.) arkamdan başımı tutmuş gülümseyip duruyor. (Bana): “Ey Enescik, sana dediğim yere gitsen ya!” dedi. (Ben de): Evet ya Resûlullah (şimdi) gidiyorum, dedim. Enes b. Mâlik (rivayetine devam ederek)
dedi ki: “Allah’a yemin olsun, ben kendisine yedi ya da dokuz yıl hizmet ettim. Yaptığım bir işten dolayı ‘niye böyle yaptın’ yapmadığım bir işten dolayı da ‘niye böyle yapmadın’ dediğini bilmiyorum”
Ø
“Resûl-i
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin mübarek saçları kulaklarının yarısına kadar uzanırdı.
Câbir İbn Semûre
Ø
“Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellemin iki küreği arasındaki peygamberlik mührünü gördüm. Bu mühür güvercin yumurtası büyüklüğünde ve kırmızımsı bir ben idi.”
İbn Abbas
Ø
“Peygamber
(s.a.v.) hayırda insanların en cömerti idi. En cömert olduğu zaman da ramazanda Cibril’in kendisine çokça kavuştuğu zamandı. Cibril ramazanın her gecesinde onunla buluşur, gündüz
geceden sıyrılıp çıkıncaya kadar -veya ramazan ayı çıkıncaya kadar- Peygamberimiz Kur’an-ı Kerim’i ona arzederdi. Cibril, Peygamberimize kavuştuğu zaman da Peygamberimiz hayırda, kesintisiz
esen rüzgârdan daha cömert olurdu.”
Abdullah İbn
Mes’ûd
Ø
“Peygamber
(s.a.v.) bana: ‘Haydi bana karşı Kur’an oku’ diye emretti. Ben:
‘Kur’an Sana indirildiği hâlde ben onu sana karşı mı okuyayım? dedim. Peygamber (s.a.v.): “Ben
Kur’an-ı kendimden başkasından dinlemeyi severim.” buyurmuştur.
NOT: Hz. Muhammed, ashabını “insanlık
tarihinin en hayırlı nesli” diyerek
över.
ÇOCUK SAHABİLER
İlk Müslümanlara ve Hz. Muhammed’in etrafına baktığımızda
çoğunluğun gençlerden ve çocuklardan oluştuğunu görmekteyiz. Bu kimseler, küçüklüklerinden
itibaren Hz. Muhammed’in gözetiminde ve terbiyesinde yetişmiştir. Böylece
İslam’a büyük hizmette bulunmuşlardır. Bunlardan bazıları;
Ebu Said el- Hudrî
Ø
Medine’de Müslüman bir ailede doğan, Medine’de 81 yaşında
vefat eden ve en çok hadis rivayet eden 7 sahabeden biri olan Ebu Said el-Hudri, Uhud Savaşı’na 13 yaşında katılmak istemiş ancak
Hz. Muhammed buna izin vermediği için katılamamıştır. Fakat bundan sonraki
bütün savaşlara katılmış ve Hz. Muhammed’e biat edenlerin hem ilklerinden olmuştur.
Ø
İmam ve Medine Müftüsü lakaplarıyla ünlenen Ebu
Said, fıkıh ilminde bir hayli
ileri giderek birçok içtihat ve fetvası
bulunmaktadır. Ayrıca Kur’ân-ı
Kerim’i de tefsir etmiştir.
Enes bin Malik
Ø Hicretten 10 yıl önce
dünyaya gelen, Annesi Ümmü Süleym’in Müslüman olması neticesinden babası
tarafından terk edilen ve en çok hadis rivayet eden sahabelerden olan Enes
bin Malik, annesi tarafından Hz.
Muhammed Medine’ye hicret edince Hz. Muhammed’in hizmetine verilmiştir.
Ø Enes bin Malik, Hz. Muhammed’in hizmetine veriliğinde 9-10 yaşlarında ve
okuma yazma bilen zeki bir çocuktu.
Ø Hudeybiye Antlaşması, Kaza
Umresi, Mekke’nin Fethi, Huneyn Gazvesi, Taif Seferi ve Veda Haccı gibi
olaylarda baş rol oynayanlardan biri olan Enes, Bedir Savaşı’nda Hz. Muhammed’i korumuştur.
Ø Hz. Ömer zamanında Busra’ya vali
olarak atanan Ebu Musa el Eş’ari, giderken
Enes’i de yanından götürmüştür. Enes burada Busra’lılara hadis ve fıkıh dersleri vermiştir.
Ø Hz. Muhammed’in kendisine
uzun yaşaması için dua etmiştir. Neticesinde Enes, 103 yaşında Busra’da vefat etmiştir.
Abdullah bin Abbas
Ø
Hz. Muhammed’in amcası Abbas’ın oğlu olan, hicretten 3
yıl önce dünyaya gelen ve 13-14 yaşlarından hafız olan Abdullah, tefsir ve fıkıh ilimlerinde otorite olarak
kabul edilir.
Ø
En fazla hadis rivayet eden sahabilerden olan Abdullah,
sürekli Hz. Muhammed’in yanına
ondan İslam’ı öğrenmek için sık sık gelirdi. Hz.
Muhammed ve eşi Hz. Meymune (Aynı zamanda Abdullah’ın da teyzesi) Abdullah’ı
sık sık evlerine kabul ederdi.
Ø
Büyük ilim meclislerinde çok küçüklüğünden itibaren
bulunan Abdullah, Hz. Osman zamanında
Kuzey Afrika ve
İstanbul’da bulundu. Hz. Ali zamanında ise Basra Valisi olarak atandı.
Ümame bint
Ebi’l-As
Ø
Hz. Muhammed’in ilk kız torunu olan Ümame,
Hz. Zeynep’in kızıdır.
Ø
Çocuk yaşta annesini ve kısa bir süre sonra babasını ve
babası ile aynı yıl içerisinde teyzesi Hz. Fatıma’yı kaybeden Ümame, doğumundan itibaren dedesinin gözetiminde büyümüştür.
Ø
Çocuk yaşta Mekke’de sıkıntılar yaşayan Ümame,
50 yaşında vefat etti.
Üsame bin Zeyd
Ø
Hicretten 8 yıl önce doğan Üsame’nin babası Hz. Muhammed’in azadlı kölesi Zeyd bin Harise (Hz.
Hatice’nin Hz. Muhammed’e hediyesi) annesi ise Hz. Muhammed’in dadısı Ümmü
Eymen’dir.
Ø
Yaşı küçük olduğu için Uhud Savaşı’na katılmasına
izin verilmeyen Üsame, babası
ile Mute Savaşı’na katılmıştır. Babasının şehitliğine şahit olan Üsame, Mekke
Fethi’nde Hz. Muhammed’in arkasında ve Huneyn Gazvesi ile Veda Hutbesi’nde
Bilal-i Habeşi ile birlikte Hz. Muhammed’in yanındaydı.
Ø
Hz.
Muhammed, Hicr1 11 yılında Suriye tarafına sefere çıkmak adına Üsame
komutanlığında bir ordu hazırladı. Ancak Hz. Muhammed’in vefat etmesiyle sefer
gecikti. Daha sonra hilafeti alan
Hz. Ebubekir, Üsame ve ordusunu sefere gönderdi. Hz. Osman Dönemi’nde ise
görevli olarak Basra’ya giden Üsame, 128 hadis rivayet etmiştir.
Ø
Hicri 54 yılında ise vefat etmiştir.
NOT:
Sahabe: Hz. Muhammed’i gören, Müslüman olan, sohbetine katılan ve
Müslüman olarak vefat eden kimseye verilen isimdir.
Tabiûn: Sahabeyi gören, Müslüman olan, sohbetine katılan ve Müslüman
olarak vefat eden kimseye verilen isimdir.
Tebe-i Tabiûn: Tabiûnu gören, Müslüman olan, sohbetine
katılan ve Müslüman olarak vefat eden kimseye verilen isimdir.
Muhadram: Hz. Muhammed zamanında yaşamış, iman etmiş ancak iman
eder bir şekilde Hz. Muhammed’i görememiş kimselere muhadram ismi verilir.
çok iyi
YanıtlaSil