Ana içeriğe atla

PEYGAMBERİMİZ VE ÇOCUKLAR ÜNİTESİ

 

PEYGAMBERİMİZ VE ÇOCUKLAR ÜNİTESİ

PEYGAMBERİMİZİN (asm) AİLESİNDE ÇOCUK OLMAK

Ø  Hz. Muhammed hayatın her alanı için insanlara en güzel örnektir. Onun örnek olduğu alanlardan bir tanesi de ailesine karşı muamelesidir; ailesine karşı daima şefkatli davranır ve onlara karşı sevgi dilini kullanırdı. Müslüman aile fertlerinin de birbirini sevmesini talep ederdi.

Ø  Hz. Muhammed’in ailesindeki çocuklara nasıl davrandığına ilişkin bazı örnekler;

v    Enes isminde bir sahabe Hz. Muhammed’in oğlu İbrahim’i kucağına alıp koklayıp sevdiğini anlatmıştır.

v    Hz. Muhammed, bir gün kızı Hz. Fatıma’nın evine gelerek (Hz. Hasan’ı kastederek) Küçük neredesin? Küçük neredesin? Küçük neredesin?” diye seslenmiştir. Daha sonra Hz. Hasan, koşarak içeriden gelmiş ve dedesine sarılmıştır. Hz. Muhammed, bunun üzerine “Allah’ım! Ben bunu seviyorum. Onu sen de sev!” diye dua etmiştir.

v    Hz. Muhammed, kız torunu Umâme’yi omzuna alarak mescide gider ve namaz kıldırırdı. Namazda rükû esnasında torununu düşmemesi için yer koyar sonra rükudan başını kaldırınca tekrardan torununu omuzuna koyardı. (Cahiliye Dönemi düşünüldüğünde önemli bir olaydır. Ayrıca bunu namazda yapması ilgi çekicidir)

v    Hz. Muhammed’e 8-9 yaşlarında emanet edilen Enes bin Malik isminde bir çocuk vardı. Enes bin Malik’ten rivayetle Hz. Muhammed, Enes bin Malik’e her daim “yavrucuğum” diye seslenir kimi zamanda “iki kulaklı” diye şakalaşırdı. Enes bin Malik bir hata ettiği zaman Hz. Muhammed, ona asla kızmazdı. Hz. Muhammed, Enes bin Malik’i hatasından ötürü uyarmak isteyenlere “Rahat bırakın çocuğu! O, Allah’ın rızası dışına çıkmamıştır” buyurmuştur.

v    Enes bin Malik’in Umeyr isminde bir kardeşi vardı. Umeyr, en çok serçeye benzeyen küçük kuşuyla oynamayı severdi. Bir gün bu kuş öldü. Hz. Muhammed ise Umeyr’i teselli etmek amacıyla “Ya Ebu Umeyr! Ne yaptı senin Nugayr?” buyurmuştur.

ÇOCUKLARIN DOSTU PEYGAMBERİMİZ (asm)

Ø  Hz. Muhammed, yalnızca kendi ailesindeki çocuklara değil bütün çocuklara karşı şefkatli ve merhametli davranırdı. Onları arasına katılır onlarla eğlenirdi.

Ø  Hz. Muhammed’in çocuklara karşı merhametli olduğunu gösteren davranışlarından bazıları;

v    Mahmud bin Rebi’ anlatıyor; ben 5 yaşındayken Hz. Muhammed yanıma geldi. Bir kovadan ağzına su aldı ve bana doğru püskürttü.

v    Ümmü Halid anlatıyor; ben küçükken babamla Hz. Muhammed’in yanına geldik. Bu sırada üzerimde sarı renkli bir gömlek vardı. Hz. Muhammed, gömleğimi işaret ederek yakışmış manasında güzel, güzel” buyurdu. Bu sırada ben, Hz. Muhammed’in iki kürek kemiği arasında bulunan peygamberlik mührü ile oynuyordum. Babam bunu görünce bana kızdı. Bunun üzerine Hz. Muhammed “Çocuğu kendi haline bırak” buyurdu. Sonra bana dönerek 3 defa “(Çocuğum çok yaşa da) gömleğini (sağlıkla giy) eskit, yırt. Sonra yine eskit, yırt! Sonra yine eskit, yırt!” buyurdu. Bu dua üzerine Ümmü Halid, elbisesini uzun süre giymiş ve uzun yaşamıştır.

v    Hz. Muhammed gençlere İslam’ı öğretiyordu. Bu gençler yaklaşık olarak 20 gün Hz. Muhammed’in yanında kaldı. Daha sonra gençlerin ailelerini özlediğini fark ederek onlara aileleri ile alakalı bir sohbet yaptı; “Haydi ailelerinizin yanına dönün. Onlara dini öğretin. Beni nasıl namaz kılıyorken gördüyseniz, öylece namaz kılınız. Namaz vakti geldiğinde içinizden biri size ezan okusun, en büyüğünüz de siz imam olsunbuyurdu.

v    Hz. Muhammed’in yanına birtakım esirler getirildi. Esirlerin arasında emzikli bir kadın da vardı. Ancak bebeğinden ayrı düşmüştü. Kadın her gün sütünü sağıp oradaki bebelere dağıtıyordu. Bu kadına esirler arasında bir gün bebeğini buldu ve emzirmeye başladı. Hz. Muhammed, kadını göstererek “Şu kadının çocuğunu ateşe atacağını sanır mısınız?” diye buyurdu. Orada bulunan ashab ise “Elbette atmaz” diye cevap vermiştir. Hz. Muhammed “İşte Yüce Allah, kullarına bu kadının çocuğuna duyduğu şefkatten daha fazla şefkatlidir” buyurdu.

YETİMLERİN BABASI PEYGAMBERİMİZ

Ø  Hz. Muhammed, kendisi daha doğmadan yetim ve çok küçük yaştan itibaren ise aynı zamanda hem de öksüz kaldığı için annesi ve babası olmayan çocukları çok iyi bir şekilde anlayabiliyordu. Bu denli bu tür çocuklar ile çok ilgileniyordu. Yetim ve öksüz çocuklar ile alakalı olarak Hz. Muhammed, “Yetim malından sakınınız!”, “Yetim işine bakan kimse ile beraber cennette şöyle bulunacağız (işaret ve orta parmağını birleştirerek)” buyurmuştur. Hz. Muhammed ayrıca ümmetini yetim malı yemekten sakındırmıştır.

v    Hicretin 8. Yılında Gassâni Emirliği ile yapılan savaşta şehit düşen Cafer bin Ebi Talib’in oğlu Abdullah bin Ca’fer’i pazarda satış yaparken görmüş ve “Allah’ım! Onun satışını bereketli kıl!” diye dua etmiştir.

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

İMAN VE İSLAM

 İMAN VE İSLAM Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet 1.                Allah’a ve Hz. Muhammed’e karşı inancımızı ifade ettiğimiz ve inancın özü olarak nitelendirilen ifadelere   “ Kelime-i Tevhid”  ve “Kelime-i Şehadet” ismi verilir.  Şayet bir kimse bu sözleri kalben söylerse (dil ve kalp) Müslüman olur. Kelime-i Tevhid 1.                “La İlahe illallah. Muhammedun Rasulullah. (Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed, Allah’ın Rasulüdür)”   ifadesi kelime-i tevhid deyince anlaşılan lafızlardır. Bu sözü söylemiş olan kimse  Allah’ın tek ilah olduğunu ve Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğunu   kabul etmiştir. 2.                İslam dini, tevhid dinidir;   tek olan Allah’a inanç duyma dinidir.   Tevhid ’in zıddı ise şirktir.   Şirk, Allah’ı ortak koşmak manasına gelmektedir.  3.                Müslümanlar şirkten uzak durmalıdırlar ki bunun için   kelime-i tevhid-i sık sık tekrar etmeliler ve hayatlarına tatbik etmelidirler;   Yüce Allah’ın var olduğunu, bir olduğunu ve her şeyin

İBADET VE İNSAN

İBADET VE İNSAN 1.                İmanın Göstergesi İbadet 1-               İnanmak ve tasdik etmek manasına gelen  iman etmek,  Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere (hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine) inanmak  manasına gelmektedir.  2-               Teslim olmak manasına gelen   ibadet,  Allah’a kul olmak   demektir. 3-               Kainattaki bütün varlıkların var olma sebebi Allah’tır.   Yani bütün varlıklar, varoluşlarını Allah’a borçludurlar.  O halde onlarda sonsuz bir bağlılıkla Allah’a itaat etmelidirler.  Bu hususta Allah  “Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa-sola dönmektedir”  buyurmaktadır.  4-               Dünyada var olan her bir varlığın bir amacı vardır.   Bu hususta Allah  “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık”  buyurmaktadır.  Bu canlılar içerisinde insan da vardır ki onun da dünyada bir görevi vardır.   Allah

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD (1. VE 2. HAFTA)

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD  HARFLERİN MAHREÇLERİNİN TELAFFUZU 1- Kur’ân-ı Kerim’in  kendine has usulü ve fonetiği  vardır. Buna uygun olarak okunması için ise  harflerin mahreçlerini tam ve doğru olarak telaffuz etmek  gerekir. Bu yüzden Müslümanlar, Kur’ân da harflerin mahreçleri hususunda ki eğitime önem vermişler ve  tashih-i huruf ismi verilen eğitim yöntemini  geliştirmişlerdir. 2- Tashih-i huruf dersi  fem-i muhsin  ismi verilen kişiden alınmalıdır. 3- Kur'ân harflerinin   mahreç bölgesi üçtür; Dil (diş/damak), Dudak, Boğaz. 4- Mahreç bölgelerinden boğaz,  kendi içerisinde boğazın ağza yakın olan kısmı (çıkan harfleri غ خ), boğazın orta kısmı (çıkan harfleri ح ع) ve boğazın ağza uzak olan kısmı (çıkan harfleri ا ه)  şeklinde 3 bölüme ayrılmaktadır. 5- Mahreç bölgelerinden olan  dudak bölgesinden ise üst ön dişlerin ucu ile alt dudağın içinin ısırılmasıyla ف, dudakların öne toplanmasıyla و, dudakların normal halindeyken kuvvetlice kapanmasıyla ب ve d