Ana içeriğe atla

RAMAZAN VE ORUÇ ÜNİTESİ

 

RAMAZAN VE ORUÇ ÜNİTESİ

1. RAMAZAN ORUCU VE ÖNEMİ

v    Ramazan Ayı, Hicri Takvimim 9. Ayı olup halk arasında Recep ve Şaban ile beraber 3 aylardan bilinir.

v    İslamiyet’in temel ibadetlerinden bir tanesi olan oruç; akıllı, Müslüman ve buluğ çağına ermiş bir kimsenin, Allah rızası için tan yerinin ağarmasından güneş batıncaya kadar yeme-içme ve bedensel isteklerinden uzak durmasına denir.

v    Oruç ibadeti Müslümanlara sorumluluk olarak verildiği gibi önceki toplumlara da sorumluluk olarak verilmişti.

v    İbadetler, mali, bedeni ve hem mali hem de bedeni ibadetler olarak 3 kısma ayrılmaktadır. Oruç ise bu ibadet türlerinden bedeni ibadet türüne girmektedir. Bu denli oruç tutacak kimsenin hasta ve yolcu olmaması gerekmektedir. 

v    Oruç kendi içerisinde farz orucu, kaza orucu, kefaret orucu, nafile oruç ve adak orucu olarak kısımlara ayrılmaktadır;

·                 Farz Orucu, Ramazan Ayı’nda Allah’ın tutulmasını kesin ve bağlayıcı bir şekilde istediği oruç çeşididir.

·                 Kaza Orucu, Ramazan Ayı’nda geçici bir hastalık ya da yolculuk sebebiyle tutulamayan orucun başka bir zamanda tutulmasına denir. Bu orucu ne zaman tutulması gerektiği ile alakalı net bir tarih yoktur. Ancak tutulabilecek en kısa zamanda tutulması lazımdır.

NOT: Ramazan ayında bir kimse şayet oruç tutamayacak kadar geçici olmayan bir hastalık taşıyorsa ve bu kimsenin maddi imkanları el veriyorsa tutmadığı her bir gün oruç için 1 fakiri doyurmalı ya da bunu karşılayacak para vermelidir. Buna FİDYE ismi verilir.

·                 Kefaret Orucu, Ramazan Ayı’nda bir kimsenin sebepsiz yere bile-isteye başladığı orucu bozması neticesinde 60 gün orucunu bozması 1 gün ise tutmadığı oruca karşılık gelecek şekilde 61 gün ÜST-ÜSTE tuttuğu oruca denir.

·                 Nâfile Orucu, Ramazan Ayı haricinde sadece Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla tutulan oruçtur. Bu hususta aşırıya kaçmadan Peygamber’in önerdiği nafile oruçları tutmak gereklidir. Pazartesi-Perşembe günleri, Muharrem Ayı’nın dokuzuncu ve onuncu veya onuncu ve on birinci günü oruç tutmak nafile oruçlara örnek olarak verilebilir. (NAMAZI VE ORUCU ABARTAN NETİCESİNDE KARISI TARAFINDAN HZ. MUHAMMED’E ŞİKÂYET EDİLEN SAHABE)

·                 Adak Orucu, bir isteğimizin olması neticesinde Allah’a tutmaya söz verdiğimiz oruca denir.

v    İslam’ın, Müslümanları oruç ile mükellef kılmasının birtakım sebepleri vardır;

·                  İnsanların, bedensel birtakım isteklerine karşılık sabırlı olması orucun insanlara kazandırdığı en büyük erdemlerden bir tanesidir. Neticesinde insan, hayatının diğer kısımlarında da sabrı öğrenir.

·                 İnsanların aralarında yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlaması açısından oruç, bir diğer önemli nokta da yer almaktadır.

·                 Oruç ile Allah’ın verdiği nimetlerin değerini anlarız ve şükrümüz artar.

·                 Oruç ile Allah’a karşı kulluk görevimizi yerine getirmiş oluruz.

v    Ramazan Ayı, Kur’ân Ayı olarak bilinmektedir. Çünkü Kur’ân, Ramazan Ayı içerisindeki Kadir Gecesi’nde indirilmeye başlanmıştır. Ayrıca Hz. Muhammed, her Ramazan Ayı’nda Cebrail ile birlikte Kur’ân nereye kadar nazil olduysa baştan sonra tekrar edermiş. Buna ARZ YÖNTEMİ ismi verilir. Günümüzde bu gelenek hale devam etmektedir. Cami, medrese, okul vs. ortamlarda Ramazan Ayı’nda Kur’ân Müslümanlar tarafından karşılıklı olarak okunur ve hatmedilir. Buna MUKABELE ismi verilir.

v    Ramazan Orucu, Müslümanların iftarlarda, teravihlerde, sohbet meclislerinde bir araya gelmesiyle birlik ve beraberliği güçlendirir. Ayrıca sağlık açısından da önemli bir ibadettir. 1 sene boyunca yorulan midemiz, oruç ile dinlenme imkânı bulur.

v    Ramazan Ayı, Allah rızası için bedeni isteklerinden uzak kalan insanların maneviyatının yüksek olduğu ay olması sebebiyle bu ayda güzel ve iyi davranışlar insanlar tarafından daha çok yapılmak istenir.

v    Ramazan Ayı, her Müslüman için bir fırsat olmalıdır. Bol bol sevap işlemeli, tövbe etmelidir. (HİÇ Mİ RAMAZAN GÖRMEDİN? DİYEN ZEBANİ)

NOT:

FARZ: Allah’ın kesin ve bağlayıcı olarak istediği fiil ve davranışlara denir. 5 vakit namaz, Ramazan Orucu farza örnek olarak verilebilir.

VACİP: Yapılması Allah tarafından istenen ancak farz kadar kesin ve bağlayıcı olmayan fiil ve davranışlardır. Adağı yerine getirmek örnek olarak verilebilir.

SÜNNET: Yapılması farz ve vacip kadar kesin ve bağlayıcı olmayan ancak Hz. Muhammed tarafından yapılması tavsiye edilen fiil ve davranışlardır. Kandil günlerinde tutulan oruçlar örnek olarak verilebilir.

MÜSTEHAP: Hz. Muhammed’in bazen yaptığı bazen ise terk ettiği fiil ve davranışlara denir. Öğle namazını sıcak zamanlarda Hz. Muhammed’in geciktirmesi örnek olarak verilebilir.

2.1 TEKNE ORUCU VE DİŞ KİRASI

v    Kültürümüzde oruçla mükellef olmayan çocukların oruca alışması için “tekne orucu” ismi verilen bir gelenek vardır. Tekne orucu, çocukların bilhassa uzun yaz günlerinde tam gün değil de ya sabahtan öğleye kadar ya da öğleden akşama kadar gibi günün belli saatlerinde oruç tutması manasına gelmektedir.

NOT: İftar Duası; Allâhümme leke sumtü ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkıke eftartü. (Allah’ım senin rızan için oruç tuttun, sana inandım, sana güvendim. Senin rızkın ile orucumu açtım.)

v    “Diş kirası”, kültürümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir diğer geleneğimizdir; maddi durumu iyi olan kimseler, ramazan iftarlarında davet ettikleri misafirlere zengin/fakir gözetmeksizin bir kese içerisinde değerli eşya ya da para hediyesinde bulunur.

2.2 MUKABELE

v    Hz. Muhammed, her Ramazan Ayı’nda Cebrail ile birlikte Kur’ân nereye kadar nazil olduysa Kur’ân’ı indirildiği şekliyle korumak ve ayet-surelerin dizilişini doğru olduğunu kontrol etmek için baştan sonra tekrar ederdi. Buna ARZ YÖNTEMİ ismi verilir. Günümüzde bu gelenek hale devam etmektedir. Cami, medrese, okul vs. ortamlarda üç aylarda ve bilhassa Ramazan Ayı’nda Kur’ân, Müslümanlar tarafından karşılıklı olarak (biri okur diğerleri dinler/takip eder) okunur ve hatmedilir. Buna MUKABELE ismi verilir.

NOT: Mahya, Ramazan Ayı’nda camilerde iki minare arasında asılı olan ışıklı yazıya denir.

2.3 MUHARREM ORUCU VE AŞURE

v    Muharrem Ayı, Müslümanlar için ayrı bir önem atfetmektedir; hicri takvime göre muharrem ayı, ilk aydır ve Hz. Muhammed’in torunu olan Hz. Hüseyin’in bu ayda şehit edilmiştir.

v    Kültür olarak, muharrem ayında Müslümanlar tarafından oruç tutulmaktadır. Hz. Muhammed, muharrem ayında tutulan orucun, Ramazan Ayı’nda tutulan oruçtan sonra en faziletli oruç olduğunu ifade etmiştir. Muharrem Ayı, Hz. Muhammed’den rivayetle “Allah’ın Ayı” olarak bilinmektedir.

v    Muharrem Ayı’nda tutulan orucun tarihi, Hz. Adem’e kadar dayanmaktadır. Hz. Muhammed, Ramazan Ayı’nda tutulan oruç, farz kılınmadan önce Muharrem Ayı Orucu’nu nafile olarak tutardı.

v    Muharrem Ayı aynı zamanda “Aşure Ayı” olarak bilinmektedir; Müslümanlar, bu ayın onuncu gününde komşularına yemek yapıp dağıtırlar. Bu yemek yapıp-dağıtma işlemi Muharrem Ayı’nın onuncu gününde yapıldığı için ismi “aşure” olarak anılmıştır.

v    Muharrem Ayı’nda başta Hz. Hüseyin olmak üzere Kârbela ’da şehit edilen bir Müslümanlar için dualara okunur ve ehl-i beyte salavat getirilir.

v    Alevi-Bektaşiler, Muharrem Ayı’nın ilk 12 günü sıvı tüketmezler. Muharrem Ayı’nın 13.günü ise Kârbela Olayı’nda sağ kurtulan Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynelabidin için Allah’a şükür kurbanı keser ve “Aşure Çorbası” ismi verilen yemeği yaparak dağıtırlar.


Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

İMAN VE İSLAM

 İMAN VE İSLAM Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet 1.                Allah’a ve Hz. Muhammed’e karşı inancımızı ifade ettiğimiz ve inancın özü olarak nitelendirilen ifadelere   “ Kelime-i Tevhid”  ve “Kelime-i Şehadet” ismi verilir.  Şayet bir kimse bu sözleri kalben söylerse (dil ve kalp) Müslüman olur. Kelime-i Tevhid 1.                “La İlahe illallah. Muhammedun Rasulullah. (Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed, Allah’ın Rasulüdür)”   ifadesi kelime-i tevhid deyince anlaşılan lafızlardır. Bu sözü söylemiş olan kimse  Allah’ın tek ilah olduğunu ve Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğunu   kabul etmiştir. 2.                İslam dini, tevhid dinidir;   tek olan Allah’a inanç duyma dinidir.   Tevhid ’in zıddı ise şirktir.   Şirk, Allah’ı ortak koşmak manasına gelmektedir.  3.                Müslümanlar şirkten uzak durmalıdırlar ki bunun için   kelime-i tevhid-i sık sık tekrar etmeliler ve hayatlarına tatbik etmelidirler;   Yüce Allah’ın var olduğunu, bir olduğunu ve her şeyin

İBADET VE İNSAN

İBADET VE İNSAN 1.                İmanın Göstergesi İbadet 1-               İnanmak ve tasdik etmek manasına gelen  iman etmek,  Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere (hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine) inanmak  manasına gelmektedir.  2-               Teslim olmak manasına gelen   ibadet,  Allah’a kul olmak   demektir. 3-               Kainattaki bütün varlıkların var olma sebebi Allah’tır.   Yani bütün varlıklar, varoluşlarını Allah’a borçludurlar.  O halde onlarda sonsuz bir bağlılıkla Allah’a itaat etmelidirler.  Bu hususta Allah  “Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa-sola dönmektedir”  buyurmaktadır.  4-               Dünyada var olan her bir varlığın bir amacı vardır.   Bu hususta Allah  “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık”  buyurmaktadır.  Bu canlılar içerisinde insan da vardır ki onun da dünyada bir görevi vardır.   Allah

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD (1. VE 2. HAFTA)

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD  HARFLERİN MAHREÇLERİNİN TELAFFUZU 1- Kur’ân-ı Kerim’in  kendine has usulü ve fonetiği  vardır. Buna uygun olarak okunması için ise  harflerin mahreçlerini tam ve doğru olarak telaffuz etmek  gerekir. Bu yüzden Müslümanlar, Kur’ân da harflerin mahreçleri hususunda ki eğitime önem vermişler ve  tashih-i huruf ismi verilen eğitim yöntemini  geliştirmişlerdir. 2- Tashih-i huruf dersi  fem-i muhsin  ismi verilen kişiden alınmalıdır. 3- Kur'ân harflerinin   mahreç bölgesi üçtür; Dil (diş/damak), Dudak, Boğaz. 4- Mahreç bölgelerinden boğaz,  kendi içerisinde boğazın ağza yakın olan kısmı (çıkan harfleri غ خ), boğazın orta kısmı (çıkan harfleri ح ع) ve boğazın ağza uzak olan kısmı (çıkan harfleri ا ه)  şeklinde 3 bölüme ayrılmaktadır. 5- Mahreç bölgelerinden olan  dudak bölgesinden ise üst ön dişlerin ucu ile alt dudağın içinin ısırılmasıyla ف, dudakların öne toplanmasıyla و, dudakların normal halindeyken kuvvetlice kapanmasıyla ب ve d