İMAM HATİP DERSLERİM
FENER RUM PATRİKHANESİ
1. Roma İmparatoru Konstantin tarafından inşa edilen İstanbul (Konstantinopolis), 330 yılında başkentin daha güvenli bir yer olması sebebiyle başkent ilan edildi. İstanbul bu tarihten itibaren Hıristiyanlar için önemli bir siyasi ve dinî merkez oldu.
2. Fatih Sultan Mehmet 1453 yılında İstanbul’u fethedince Ortodoks Hıristiyanların işlerini sevk ve idare etmek üzere yeni bir Patrik atadı. Patrikliğin konumu Türkiye Cumhuriyeti döneminde de devam etti. Böylece Patrikliğe ve gayri müslim unsurlara, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti yönetimlerinde din, dil, namus, mal ve can güvenliği temin edildi.
3. Patrik, dini alanda büyük bir serbestliğe sahipti. Buna bağlı olarak da Patrik, bazı dönemlerde yetkilerinin dışına çıkmış, siyasi ve dünyevi birtakım işlerle uğraşmıştır. Mesela I. Dünya Savaşı’na sonradan katılan Yunanistan, kazananların tarafında olmasına dayanarak Anadolu’yu işgal hareketine başlamıştır. Bu çerçevede Fener Rum Patrikhanesi de Yunanlılarla tarafgir bir politika izlemiştir;
Ø İtilaf Devletleri’nden Anadolu’yu işgal etmelerini istemiş
Ø Yunan mandasını önermiş
Ø İşgal kuvvetlerinin İstanbul’a girişini kutlamış
Ø Rum okullarında Türkçe eğitimi yasaklamış
Ø Rumlara Osmanlı kimliklerini yırttırmış ve Yunanistan ile birleşmeyi talep etmiştir.
4. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Konferansı’nda azınlıklar konusu gündeme gelmiş ve "din ayrımı yapılmaksızın Türk halkının kanun önünde eşitliği" dile getirilmiştir. Böylece Patrikhane, sadece dinî hususlarda görevler yerine getirmesi ve diğer azınlıklarla eşit konuma indirilmesi şartıyla, Türkiye sınırları içinde kalmaya devam etmiştir ve Patrikhane bir devlet kurumu olarak kabul edilmiştir. Patrik ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir memur olarak atanmaya devam etmiştir.
5. Patrikhane ile ilgili önemli bir tartışma konusu ekümeniklik meselesidir. Yunanca “evrensel ve cihanşümul” anlamına gelen ekümenik terimi, dinî bağlamda bir kilisenin, dünyadaki tüm mensuplarının temsilcisi olduğunu ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır. Ortodoks Kilisesi, Patrikliğin “ekümenik” olduğunu iddia eder ve dünyadaki tüm Ortodoksların temsilcisi olduğunu savunur. Ancak hem Osmanlı dönemindeki konumu hem de Türkiye Cumhuriyeti kanunları bağlamında Patrikhane, sadece Türkiye’deki Rumların temsilcisi konumundadır.
6. Ayrıca Ortodoks Kilise yapılanmasında tam bağımsız (otosefal) ve otonom kilise ayrımı da Fener Rum Patrikhanesi’nin bu iddiasını doğrulamamaktadır. Zira buna göre dünyada yaklaşık on dört tam bağımsız Ortodoks Kilisesi (Yunan, Moskova, Sırp, Gürcistan, İskenderiye, Kudüs vb.) bulunmaktadır. Bu kiliseler de, kendilerinin “ekümenik” olduğunu iddia etmekte ve bu husus, Fener Rum Patrikhanesi ile diğer kiliseler arasında ciddi bir anlaşmazlık oluşturmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder