Ana içeriğe atla

CENAZE ADABI

 İMAM HATİP DERSLERİM

CENAZE ADABI

1. Vefat Anında Yapılması Gerekenler

1. Ölüm, yeryüzündeki bütün canlılar için geçerli olan ilahi bir kanundur. Her canlı için kaçınılmaz bir sondur. Bir kimsenin ölüm zamanını sadece Yüce Allah bilir. Yüce Allah ölüm ile ilgili şöyle buyurmuştur:

“De ki: Kaçıp durduğunuz ölüm, muhakkak sizi bulacaktır...” (Cuma suresi, 8. ayet)

Nerede olursanız olun sağlam ve güçlendirilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır...’’ (Nisa suresi, 78. ayet)

2. Hz. Muhammed’de her fırsatta ümmetini ölüm hakkında uyarmıştır; “Ensardan bir kişi Hz. Peygamber’e (s.a.v.) gelerek şöyle sordu: "Ey Allah’ın Resulü! Müminlerin hangisi daha faziletlidir?’ Hz. Peygamber (s.a.v.), ‘Ahlak bakımından en güzel olanları." buyurdu. Sonra adam, ‘Müminlerin hangisi daha akıllıdır?’ diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.v.), "Ölümü en çok hatırlayıp nefsini hesaba çekenleri ve ölümden sonrası için en güzel şekilde hazırlananları. İşte onlar en akıllı olanlardır." şeklinde cevap verdi.”

3. İslam inancı bakımından ölüm bir son değil yeni bir hayatın başlangıcıdır. İnsan ne zaman, nerede ve nasıl öleceğini bilmediğine göre her an ölüme hazır olmalıdır. Ölümü unutmamalı, Allah’ın rızasına uygun iş ve davranışlar yapmalıdır. Hem dünyada güzel işler yaparak yaşamanı güzelleştirmeli hem de ahireti için hazırlanmalıdır.

4. Bir mümin başına ne kadar şiddetli bir sıkıntı gelirse gelsin ölümü arzu etmemelidir. Bu konuyla ilgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

"Hiçbiriniz başına gelen bir zarar ve felaket sebebiyle asla ölümü temenni etmesin! Eğer buna mecbur kalırsa şöyle desin; Allah'ım! Hayat hakkımda hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat; ölüm hakkımda hayırlı olunca da benim ruhumu al!”

5. Müslümanların vefat eden bir Müslümana karşı yerine getirmeleri gereken dinî sorumlulukları vardır. Vefat eden kişinin yakınlarının yerine getirilmesi gereken görevleri, Peygamberimiz hem sözleriyle belirtmiş hem de davranışlarıyla göstermiştir. Vefat eden Müslümanlara karşı yapılması gereken dini sorumluluklar;

Ø    Cenaze namazını kılmak

Ø    Defnetmek

Ø    Borçlarını Ödemek

Ø    Vasiyetini yerine getirmek

Ø    Taziyede Bulunmak

Ø    Mirasını hak sahiplerine dağıtmak

Ø    Vefat eden kişiyi yıkamak

Ø    Kefenlemek

6. Son nefesine yaklaşmış ve ölmek üzere olan Müslümana muhtazar denir. Ölüm anı yaklaşan kişi;

Ø    Ziyaret edilmelidir.

Ø    Kendisine ve yakınlarına sabır dilenmelidir.

Ø    Helallik alınmalıdır.

Ø    Moral verilmelidir.

Ø    Dua edilmelidir.

Ø İyileşme ümidi kalmamış hastaya, onu incitmeyecek bir şekilde, herhangi bir vasiyetinin bulunup bulunmadığı sorulur. Vasiyette bulunursa şahitler huzurunda yazılır.

Ø Ölmek üzere olan kişi, mümkünse yüzü kıbleye gelecek şekilde sağ tarafa yatırılmalıdır. Mümkün değilse başı hafifçe yükseltilip ayakları kıbleye doğru uzatılarak sırt üstü yatırılmalıdır. Bu da mümkün değilse sıkıntı verilmeyecek şekilde en uygun konumda yatırılmalıdır.

7. Ölüm döşeğindeki hastanın ağzı genellikle susuzluktan kurur. Hastanın hizmetinde bulunanlar bir miktar suyla sık sık onun ağzını ıslatmalı ve susuzluğunu gidermelidir.

8. Ölümü yaklaşmış olan kişiye sesli bir şekilde kelime-i tevhidi söylemesi hatırlatılmalıdır. Hz. Muhammed "Kimin son sözü ‘Lâ ilâhe illallah’ olursa, o kişi cennete girer” buyurmuştur. Dolayısıyla hatırlatmada bulunmak sünnet olmakla birlikte kişiye söylemesi için ısrar edilmemeli, sadece kişinin yanında kelime-i tevhid ve kelime-i şehadet okunmalıdır. Bu telkin tövbeyi de içine alacak şekilde şöyle yapılabilir:

9. Peygamberimiz ölen kişinin yanında Yâsîn veya Ra’d surelerini okumayı tavsiye etmiştir. Aynı zamanda ölüm döşeğindeki kişinin yakınlarına helalleşmeleri için haber verilmelidir.

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

İMAN VE İSLAM

 İMAN VE İSLAM Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet 1.                Allah’a ve Hz. Muhammed’e karşı inancımızı ifade ettiğimiz ve inancın özü olarak nitelendirilen ifadelere   “ Kelime-i Tevhid”  ve “Kelime-i Şehadet” ismi verilir.  Şayet bir kimse bu sözleri kalben söylerse (dil ve kalp) Müslüman olur. Kelime-i Tevhid 1.                “La İlahe illallah. Muhammedun Rasulullah. (Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed, Allah’ın Rasulüdür)”   ifadesi kelime-i tevhid deyince anlaşılan lafızlardır. Bu sözü söylemiş olan kimse  Allah’ın tek ilah olduğunu ve Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğunu   kabul etmiştir. 2.                İslam dini, tevhid dinidir;   tek olan Allah’a inanç duyma dinidir.   Tevhid ’in zıddı ise şirktir.   Şirk, Allah’ı ortak koşmak manasına gelmektedir.  3.                Müslümanlar şirkten uzak durmalıdırlar ki bunun için   kelime-i tevhid-i sık sık tekrar etmeliler ve hayatlarına tatbik etmelidirler;   Yüce Allah’ın var olduğunu, bir olduğunu ve her şeyin

İBADET VE İNSAN

İBADET VE İNSAN 1.                İmanın Göstergesi İbadet 1-               İnanmak ve tasdik etmek manasına gelen  iman etmek,  Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere (hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine) inanmak  manasına gelmektedir.  2-               Teslim olmak manasına gelen   ibadet,  Allah’a kul olmak   demektir. 3-               Kainattaki bütün varlıkların var olma sebebi Allah’tır.   Yani bütün varlıklar, varoluşlarını Allah’a borçludurlar.  O halde onlarda sonsuz bir bağlılıkla Allah’a itaat etmelidirler.  Bu hususta Allah  “Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa-sola dönmektedir”  buyurmaktadır.  4-               Dünyada var olan her bir varlığın bir amacı vardır.   Bu hususta Allah  “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık”  buyurmaktadır.  Bu canlılar içerisinde insan da vardır ki onun da dünyada bir görevi vardır.   Allah

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD (1. VE 2. HAFTA)

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD  HARFLERİN MAHREÇLERİNİN TELAFFUZU 1- Kur’ân-ı Kerim’in  kendine has usulü ve fonetiği  vardır. Buna uygun olarak okunması için ise  harflerin mahreçlerini tam ve doğru olarak telaffuz etmek  gerekir. Bu yüzden Müslümanlar, Kur’ân da harflerin mahreçleri hususunda ki eğitime önem vermişler ve  tashih-i huruf ismi verilen eğitim yöntemini  geliştirmişlerdir. 2- Tashih-i huruf dersi  fem-i muhsin  ismi verilen kişiden alınmalıdır. 3- Kur'ân harflerinin   mahreç bölgesi üçtür; Dil (diş/damak), Dudak, Boğaz. 4- Mahreç bölgelerinden boğaz,  kendi içerisinde boğazın ağza yakın olan kısmı (çıkan harfleri غ خ), boğazın orta kısmı (çıkan harfleri ح ع) ve boğazın ağza uzak olan kısmı (çıkan harfleri ا ه)  şeklinde 3 bölüme ayrılmaktadır. 5- Mahreç bölgelerinden olan  dudak bölgesinden ise üst ön dişlerin ucu ile alt dudağın içinin ısırılmasıyla ف, dudakların öne toplanmasıyla و, dudakların normal halindeyken kuvvetlice kapanmasıyla ب ve d