Ana içeriğe atla

MECUSİLİK

 İMAM HATİP DERSLERİM

                                MECUSİLİK

1. Mecusiliğin Tarihçesi

1.  Mecusilik İran’da ortaya çıkmış olan bir dindir.

2. MÖ 1700’lerden itibaren İran’a gelen Aryanlar ’ın (Hint Avrupalı Göçmenler) dini ile Kadim İran dininin sentezi sonucunda Mecusiliğin şekillendiği ifade edilir.

Mecusiliğin Kronolojik Sırası:

1.1. Zerdüştlük ile Başlayan ve Ahura Mazda’nın Öne Çıkarıldığı Dönem

1. Bilgelik tanrısı Ahura Mazda öne çıkartılmış ve böylece tek tanrıcılığın temelleri atılmıştır.

2. İnsanların iyinin ya da kötünün tarafında olmalarına göre sonraki hayatlarının belirleneceği belirtilmiştir.

1.2. Daryus (MÖ 486) Sonrası Başlayan ve MS 3. yüzyıla Kadar Devam Eden Dönem

1. Daryus, Mecusiliğin yayılması için Anadolu’ya ve Avrupa’ya misyonerler göndermiştir.

2. Gidilen bölgelerin dinî yapılarından etkilenerek farklı Mecusilik yorumları çıkmıştır.

1.3. MS 7.Yüzyıla Kadarki Sasaniler Dönemi

1.  Mecusiliğin sözlü gelenekleri yazıya geçirilmiştir.

2. Mecusilik’te tek tanrıcılıktan uzaklaşılarak düalist (ikili) tanrı inancı yerleşik hale gelmiştir.

3. Mecusilik, MS 272’de İran’da resmî din ilan edilmiştir.

1.4. Sasanilerin Yıkılışından Günümüze Kadar ki Dönem

1. İran’ı, Müslümanların fethetmesiyle, çok sayıda Mecusi İslamiyet’i seçmiştir.

2. Müslüman olmayan Mecusilere, zımmi (Ehl-i Kitap) muamelesi yapıldı ve İran’da kendi dinlerini yaşamalarına müsaade edilmiştir.

3. MS 9. yüzyılda Denkard, Bundahişn gibi Mecusi dinî metinleri derlenmiştir.

4. Mecusiliğin, Tanrı konusundaki düalist yapısı devam etmektedir

NOT: İslamiyet’in doğduğu dönemde Mecusilik, başta İran olmak üzere Arap Yarımadasının değişik bölgelerinde yaşamaktaydı. Hz. Ömer Dönemi'nden itibaren İran’ın fethedilmesi sonucunda Mecusilerin önemli bir kısmı Müslüman olmuş ve Mecusilik gerileme sürecine girmiştir.

2. Mecusilik’te İnanç, Ritüeller, Semboller ve Kutsal Mekânlar

2.1. Mecusilik’te İnanç Esasları

2.1.1 Tanrı:

1. Mecusiliğin kurucusu Zerdüşt, Tanrı'yı Ahura Mazda olarak tanımlayıp onu en yüce, her şeye gücü yeten şeklinde ifade etmiştir. Onun bu anlayışı Tek Tanrı inancı olarak yorumlanabilir.

2. Ancak onun ölümünden sonra İran’ın kadim dinî geleneklerinin etkisiyle Mecusiliğin içine düalist (ikili) tanrı anlayışı girmiştir. Sasaniler döneminde de bu anlayış iyice yerleşmeye başlamıştır.

3. Böylece bir tarafta iyilik tanrısı Ahura Mazda (Hürmüz), diğer tarafta da kötülük tanrısı Angra Mainyu (Ehrimen) şeklinde düalist bir tanrı anlayışı ortaya çıkmıştır.

2.1.2. Saoşyant:

1. Mecusilik’te zamanın sonuna doğru geleceği beklenilen kurtarıcıdır.

2.   Zerdüşt’ün soyundan olan ve bakireden doğacağına inanılan Saoşyant ile yeryüzünde iyilik tekrar hâkim olacaktır.

2.1.3. Kutsal Kitap:

1.  Mecusilerin kutsal kitabına Avesta denilmektedir.

2.  Avesta’nın içinde Zerdüşt’e ait olduğu düşünülen bölüme de Gathalar ismi verilmektedir.

3. Sasaniler Dönemi'nde din adamları tarafından Avesta’ya yorum (tefsir) olarak yazılıp derlenen metinlere de Zend-Avesta ismi verilmektedir.

2.1.4. Ölüm ve Ölüm Sonrası:

1. Bir kişi öldüğünde onun cesedi kirli sayılır. Bu cesedin hava, su, ateş ve toprağı kirletmemesi için ölü yakılmaz, gömülmez, suya atılmaz. Bunun yerine yerleşim yerinden oldukça uzakta bulunan yüksek bir tepede inşa edilmiş Dahme veya Sessizlik Kulesi denilen yere konulur.

2. Cesetler burada parçalanarak akbaba ve benzeri yırtıcı hayvanlar tarafından yenilerek yok edilir. Kalan kemikler de Dahme’nin içindeki bölümlere konulur.

3. Ölüm sonrası kişinin ruhu, ilahî âleme doğru yükselir. Burada sorguya çekilir. Dünyadayken yaptığı amelleri bir terazide tartılır. Şayet iyilikleri ağır basarsa, Cinvat denilen köprüden rahatlıkla geçip cennete gireceğine; eğer kötülükleri ağır basarsa köprüden geçemeyip Cehenneme düşeceğine inanılır.

2.1.5. Ateş:

1.  Mecusilik’te en merkezî inançlardan biri de ateştir. Mecusilik’te ateş, Ahura Mazda’nın sembolü olarak görülür.

2. Mecusiler, Kutsal ateş (Ataş Bahram) aracılığıyla Ahura Mazda’ya yakarır ve ondan yardım isterler. Bundan dolayı mabetlerine de ateşgede denilmektedir.

3. Kutsal ateşin olmadığı yerlerde, güneşe dönerek ritüeller gerçekleştirilir. Zira güneş, Ahura Mazda’nın sembolü ve ateşin kaynağı olarak kabul edilir.

4. Kutsal ateşe küfretmek, tükürmek ve söndürmek en büyük günahlardandır. Bu nedenle rahipler, kutsal ateşin etrafında ritüelleri yerine getirirken ağızlarını peçeyle kapatırlar. Böylece kutsal kitaptan pasajlar veya ilahi okurken ağızlarından çıkabilecek tükürük parçacıklarının kutsal ateşe gitmesine engel olurlar.

2.2 Mecusilik’te Ritüeller

1. Mecusiler günde beş vakit ayin yaparlar. Bunlar, güneş doğarken, güneş tam tepedeyken, öğleden sonra, güneş batarken ve gece vakti. Bu ayinler, Ahura Mazda’yı sembolize eden kutsal ateşe veya bu ateşin olmadığı yerlerde de güneşe dönerek yapılır.

2. Ayin öncesinde abdeste benzer şekilde yüz, eller ve ayakların yıkanması gerekir ve ergenlik yaşı olarak kabul edilen 15 yaşından sonra tüm herkesin taktığı kutsi/kusti kuşak bağlanır.

2.2.1. Bayramlar:

1. Mecusilik’te yedi büyük bayram bulunmaktadır. Bunların içinde en önemlisi, No Ruz (Nevruz/Yeni Yıl) adı verilen bayramdır.21 Mart’ta tabiatın dirilmesi anısına kutlanılır ve yeni yıl olarak kabul edilir.

2. Diğer altı bayram ise kış, yaz ve bunların dönüşümüyle ilgili olmak üzere Gahambar şeklinde isimlendirilir. Bu bayramlarda zengin fakir bir araya gelir, herkes birbirine ikramda bulunur ve küsler barıştırılmaya çalışılır.

2.2.2. Rahiplik Teşkilatı

1. Günümüz Mecusiliğinde üç temel rahip sınıfı bulunmaktadır. Bunlar; Dastur, Mobed ve Ervad/ Herbad şeklinde isimlendirilir.

2.   Dastur, en üst rahiplik sınıfına denir ve bunlar her türlü ayini icra ettirir ve bir anlamda otorite olarak kabul edilir. Mobedler, Dastur’un altında bir hiyerarşiye sahip olan rahiplere verilen isimdir. Ervad veya Herbad ise Dastur ve Mobed’in yardımcılarına denilir. Bunların görevi, ayin esnasında onlara yardım etmektir

2.3. Mecusilik’te Semboller

2.3.1. Faravahar:

1. Yandaki Kanatların üç katlı olması Mecusi ahlak prensipleri olan, iyi düşünce (Humuta), iyi söz (Hukhta) ve iyi ameli (Huvarşta) temsil eder. Vücudun altında bulunan üç katman tüy ise kötü düşünce, kötü söz ve kötü ameli temsil eder. Vücuttaki halka, ruhun ölümsüzlüğünü; yukarıya doğru kalkan el iyiliğe yönelmeyi, diğer eldeki halka da Mecusiliğe sadık kalmayı gösteren bir yüzük olarak yorumlanır.

2.4 Mecusilik’te Kutsal Mekânlar

1. Günümüzde özellikle İran, Mecusi geleneğin kadim izlerinin bulunduğu yerdir. Mesela; Pir-e Naraki Mecusi Tapınağı

2. Bunun yanında Hindistan’a göç etmiş ve Parsi denilen Mecusiler de vardır. Zira Hindistan, önemli sayıda Mecusi’ye ev sahipliği yapmaktadır.

2.5 Mecusilik ile alakalı Genel Bilgiler

1.  Dinin öncüsü MÖ 6.yüzyılda ya da MÖ 10. Yüzyılda yaşadığı düşünülen Zerdüşt’tür. Zerdüşt’ün yaşamı ile alakalı bu ihtilaftan ötürü dinin kurulduğu tarih konusunda da ihtilaf vardır.

2. Mecusilik dinine aynı zamanda Zerdüştilik ismi de verilir. Söz konusu dinde en önemli mezhep Zürvâniyye’dir.

3. Mecusilik dininin kökeni İran’dır ve günümüzde İran, Hindistan, Azerbaycan, ABD, Kanada ve Afganistan’da yaygındır.

4. Mecusilik dininin günümüzdeki ortalama nüfusu 125 bin ile 150 bin arasındadır.

NOT: Bir Ateşgedenin İç Planı;

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

İMAN VE İSLAM

 İMAN VE İSLAM Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet 1.                Allah’a ve Hz. Muhammed’e karşı inancımızı ifade ettiğimiz ve inancın özü olarak nitelendirilen ifadelere   “ Kelime-i Tevhid”  ve “Kelime-i Şehadet” ismi verilir.  Şayet bir kimse bu sözleri kalben söylerse (dil ve kalp) Müslüman olur. Kelime-i Tevhid 1.                “La İlahe illallah. Muhammedun Rasulullah. (Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed, Allah’ın Rasulüdür)”   ifadesi kelime-i tevhid deyince anlaşılan lafızlardır. Bu sözü söylemiş olan kimse  Allah’ın tek ilah olduğunu ve Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğunu   kabul etmiştir. 2.                İslam dini, tevhid dinidir;   tek olan Allah’a inanç duyma dinidir.   Tevhid ’in zıddı ise şirktir.   Şirk, Allah’ı ortak koşmak manasına gelmektedir.  3.                Müslümanlar şirkten uzak durmalıdırlar ki bunun için   kelime-i tevhid-i sık sık tekrar etmeliler ve hayatlarına tatbik etmelidirler;   Yüce Allah’ın var olduğunu, bir olduğunu ve her şeyin

İBADET VE İNSAN

İBADET VE İNSAN 1.                İmanın Göstergesi İbadet 1-               İnanmak ve tasdik etmek manasına gelen  iman etmek,  Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere (hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine) inanmak  manasına gelmektedir.  2-               Teslim olmak manasına gelen   ibadet,  Allah’a kul olmak   demektir. 3-               Kainattaki bütün varlıkların var olma sebebi Allah’tır.   Yani bütün varlıklar, varoluşlarını Allah’a borçludurlar.  O halde onlarda sonsuz bir bağlılıkla Allah’a itaat etmelidirler.  Bu hususta Allah  “Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa-sola dönmektedir”  buyurmaktadır.  4-               Dünyada var olan her bir varlığın bir amacı vardır.   Bu hususta Allah  “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık”  buyurmaktadır.  Bu canlılar içerisinde insan da vardır ki onun da dünyada bir görevi vardır.   Allah

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD (1. VE 2. HAFTA)

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD  HARFLERİN MAHREÇLERİNİN TELAFFUZU 1- Kur’ân-ı Kerim’in  kendine has usulü ve fonetiği  vardır. Buna uygun olarak okunması için ise  harflerin mahreçlerini tam ve doğru olarak telaffuz etmek  gerekir. Bu yüzden Müslümanlar, Kur’ân da harflerin mahreçleri hususunda ki eğitime önem vermişler ve  tashih-i huruf ismi verilen eğitim yöntemini  geliştirmişlerdir. 2- Tashih-i huruf dersi  fem-i muhsin  ismi verilen kişiden alınmalıdır. 3- Kur'ân harflerinin   mahreç bölgesi üçtür; Dil (diş/damak), Dudak, Boğaz. 4- Mahreç bölgelerinden boğaz,  kendi içerisinde boğazın ağza yakın olan kısmı (çıkan harfleri غ خ), boğazın orta kısmı (çıkan harfleri ح ع) ve boğazın ağza uzak olan kısmı (çıkan harfleri ا ه)  şeklinde 3 bölüme ayrılmaktadır. 5- Mahreç bölgelerinden olan  dudak bölgesinden ise üst ön dişlerin ucu ile alt dudağın içinin ısırılmasıyla ف, dudakların öne toplanmasıyla و, dudakların normal halindeyken kuvvetlice kapanmasıyla ب ve d