Ana içeriğe atla

YAHUDİLİK

 İMAM HATİP DERSLERİM

YAHUDİLİK

1- Yahudiliğin İbadet Ritüelleri, Sembolleri ve Kutsal Mekanları

1.1-    Günlük, Haftalık ve Yıllık İbadet Ritüelleri

1- Yahudiler dini ritüellerini günlük, haftalık ve yıllık olarak bireysel veya cemaat halinde gerçekleştirmektedir;

GÜNLÜK İBADET RİTÜELİ

1- Evde bireysel veya mabette cemaat olarak sabah, öğleden sonra ve akşam vakitlerinde duadan ibarettir

2- Bu ritüelin temelini «Şema Yisrael» duası ile «Amida» oluşturur

3- Erkekler sabah ritüelinde diğer vakitlerden farklı olarak başlarına ve omuzlarına «Tallit» örterler ve Cumartesi ve Bayram günleri hariç diğer günlerde de sabah ritüelinde sol kollarına ve alınlarına «Tefilin» bağlarlar

HAFTALIK İBADET RİTÜELİ

1- Yahudi İnancına göre Şabat (Cumartesi) günü haftanın kutsal bir gündür ve bu gün Yahudiler hiçbir şey yapmazlar. Çünkü Tanrı, dünyayı 6 günde yarattı ve 7. gün (Cumartesi) dinlendi

2- Tanrı. Yahudilere bu günü dinlenme ve ritüellerini yerine getirme günü olarak tayin etmiştir

3- Şabat gününde Yahudilerin yapması yasak olan 39 adet davranışları vardır ki günümüzde bunlara yenileri eklenmiştir.

ÖRNEK: Avlanmak, Toprağı sürmek, hamur yapmak ve fırında pişirmek, araba, telefon, elektrikli eşya kullanmak vb.

YILLIK İBADET RİTÜELİ

1- Yıllık ritüeller, dini bayramlardan ibarettir;

Ø    Roş – Haşana (Yılbaşı)

1- Yahudi takviminde yılbaşıdır

2- Yahudi inancına göre yılın ilk günüdür, Tanrı’nın hüküm günüdür ve herkesin bir yıllık kaderi bugün belirlenir

Ø    Yom Kippur (Kefaret Günü)

1- Yahudiler için en kutsal gündür

2- Roş- Haşana’nın ilk gününden başlayıp 10 gün devam eden tövbenin sonundaki kefaret günüdür

3- Yahudiler, Roş – Haşana’da kişinin bir yıllık kaderinin belirlendiğine Yom Kippur da ise bu kaderin son şekli verilip mühürlendiğine inanırlar

Ø    Simha Tora (Tevrat’ın Hatim Bayramı)

1- «Tora Sevinci» manasına gelen «Simha Tora», Sukotun son gününde sinogogdaki haftalık Tevrat okumalarının bir yıllık döngüsünün tamamlanışının kutlandığı bayramdır

Ø    Fısıh (Hamursuz Bayramı)

1- Mısır’dan çıkışın anısına kutulanan bayramdır

2- Yahudi takvimine göre 15 Nisan’da başlar ve 1 hafta sürer (İsrail dışında 8 gün kutlanır)

3- Bayramdan öncesi bütün mayalı yiyecekler evden çıkarılır ve bayram boyunca tüketilmez.

4- Bayram boyunca çoğunlukla matsa (mayasız ekmek) tüketilir.

Ø    Şavuot (Haftalar Bayramı)

1- Tevrat’ın Sina’da İsrailoğullarına indirilmesi anısına kutlanır.

2- «Tora Bayramı» ismi de verilir.

3- Fısıh’dan 7 hafta sonra, 50. günde kutlanır.

Ø    Sukot (Çardaklar Bayramı)

1- İsrailoğullarının Mısır’dan çıktıktan sonra 40 yıl çöllerde dolaşmasının anısına kutlanan bayramdır

2- Bu bayramda geçmişi yad etmek için çadırlar kurulur ve ağaçlarla süslenir

NOT: Ziyaret Bayramları, İsrailoğullarına, Tora’da yılda 3 kez Kudüs'ü ziyaret etmeleri emredilen bayramlardır

NOT: Yahudiliğin mabedi olan Süleyman Tapınağı yıkılmasından sonra ortaya çıkan, Yahudilerin ibadetlerini gerçekleştirdikleri yerlere sinagog ismi verilir.

İbranice de karşılığı «KENESET», Türkçe de ise «HAVRA» olarak isimlendirilir.

NOT: Tevrat’ta toplam da 613 emir mevcuttur. Bunların 248’i emir, 365’i ise yasaklardan oluşmaktadır.

1.2- Sembolleri

Ø    Magen David (Davut Yıldızı – Altı Köşeli Yıldız – Davut Kalkanı)

§     Yahudilik simgesi olarak ilk kez Prag Yahudi topluluğu tarafından kullanılan, tüm Yahudiler için evrensel bir sembole dönüşen, Yahudiliğin ve Yahudi kimliğinin sembolü kabul edilen ama dini metinlerde hiç bahsi geçmeyen ve bugünkü İsrail bayrağında da mevcut bulunan semboldür.

§     Hz. Süleyman’ın mührü olarak kabul edilir. Hz. Süleyman’ın bu mühür ile rüzgâra hükmettiği söylenir.

Ø    Menora (Yedi Kollu Şamdan)

§     Hz. Musa’nın Sina’da gördüğü yanan çalıyı temsil eden en eski Yahudi sembollerindendir.

§     İsrail'in resmi sembollerindendir. Örnek:

Cumhurbaşkanlığı forsunda, askeri üniformalarda, pasaport kapaklarında mevcuttur.

                  Kudüs Tapınağında ve Çadır Tapınakta zeytinyağı ile yakılır

Ø    Mezuza (Kapı Pervazı)

§     Evler giriş kapılarının sağ pervazına konulan ve içinde Tevrat'tan bölümlerin yazılmış olduğu (Tesniye 6/4-9 / 11/13-21) kağıtların yer aldığı tahta veya metal kutucuktur

Ø    Tallit

§     Kenarları saçaklı olan, üzerinde Tevrat’tan bölümlerin yazılı olduğu, erkeklerin sabah ritüellerinde üzerine attıkları ve mavi şeritleri olan beyaz bir dua şalıdır.

§     Ne zaman Tallit üzerindeki mavi şeritler beyaz renkten ayrılırsa işte o zaman sabah ritüeli başlar

Ø    Tefilin

§     Erkeklerin Şabat ve bayram günleri hariç diğer günlerde sabah ritüellerinde sol koluna ve alınlarına muska şeklinde bağladıkları ve içerisinde Şema Yisrael duasının yazılı olduğu iki kutucuktan ve bir deri kayıştan ibarettir.

Ø    Kippa

§     Erkeklerin ritüel esnasında ve Tevrat çalışırken başlarına örttükleri küçük takke biçimindeki başlıktır.

Ø    Şofar

§     Roş Haşana ve Yum Kippur bayramlarında çalınan koç veya keçi boynuzundan yapılan bir borudur

Ø    İsrail Bayrağı

§     Birinci Siyonist kongresi için hazırlanan, Mavi çizgili tallit ile Davut yıldızından esinlenen 1948 yılında kabul edilmiş bir bayraktır.

1.3- Kutsal Mekanları

1.3.1- BET HAMİKDAŞ

1- MÖ 967-960 yılları arasında Kral Süleyman tarafından babası Hz. Davut’un vasiyeti ve Tanrı’nın iradesi ile yapılan yapıdır

2- Süleyman Mabedi olarak da bilinir.

3- Mabed, MÖ 580 yılında Babiller tarafından tahrip edildi.

4- Mabed, MÖ 515 yılında Pers İmparatorluğu zamanında sürgünden dönen Yahudiler tarafından tekrardan inşa edildi

5- Mabed, MS 70 yılında ikinci defa Romalılar tarafından yıkıldı

6- Günümüzde sadece mabedin batı duvarı (Ağlama duvarı) kalmıştır. Rivayetlere göre de bu duvarı Yavuz Sultan Selim Kudüs'ü fethettikten sonra toprak altından çıkarmıştır

NOT

Ø    Harem-i Şerif içinde bulunan muallak taşı üzerine ilk olarak Kudüs’ü fetheder etmez Hz. Ömer bir mescit yaptırmıştır. Daha sonradan aynı mescidin bulunduğu yere bugün Kubbetu’s Sahra olarak bilinen Cami, Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervan zamanında ve tarafından yapımına başlanmış fakat inşasını oğlu Velid tamamlayabilmiştir. Buraya Hz. Ömer Camii de denir.

Ø    Ağlama Duvarı Mescid-i Aksa’ya bitişik olan duvardır

Ø    Günümüzde Mescid-i Aksa denilince Abdülmelik’ten Kanuni Sultan Süleyman’a kadar yapılan bu harem-i şerif içinde yer alan binalar, türbeler akla gelir. Ortalama 150 dönümdür.

2- Yahudiliğin Tarihçesi

2.1- Atalar Dönemi (MÖ 1800-1300) (Hz. İbrahim’den Hz. Musa’ya Kadar)

1- Mezopotamya bölgesinde yaşadığı kabul edilen Hz. İbrahim, Tanrı’nın vahyi ile Ken’an bölgesine göç edip, burada göçebe bir yaşam sürmüştür.

2- Hz. İbrahim’in ilk olarak cariyesi Hacer’den Hz. İsmail daha sonra ise karısı Sare’den Hz. İshak olmak üzere 2 oğlu dünyaya geliyor. Bu iki oğuldan İsmailoğulları ve İshakoğulları ortaya çıkmıştır

3- Tevrat, Hz. İbrahim ile Tanrı’nın bir ahit yaptığını iddia eder. Bu ahitte Tanrı’nın kendisine koşulsuz itaat karşılığında, Hz. İbrahim’in kendisini ve soyunu bereketli kıldığı ve Ken’an bölgesini Hz. İbrahim’e ve soyuna mülk olarak verdiği iddia edilir.

4- İsrailoğulları Hz. Yusuf zamanında Mısır’a yerleşmiş ve onların Mısır dönemi ortalama 400-430 yıl arası sürmüştür. İsrailoğulları Mısır Döneminde 12 kabile haline dönüşmüştür. (Tevrat’ta bu döneme ait Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yakub ve 12 oğlunun hikayeleri ve Hz. Yusuf’un Mısır’da yükselişi anlatılır. Ken’an şehrindeki kuraklıktan dolayı Hz. Yakub ve 12 oğlu Mısır’a yerleşir)

2.2- Mısır’dan Çıkış ve Milletleşme Dönemi (MÖ 1300 – 1200): Hz. Musa Dönemi)

1- Tevrat öğretisine göre İsrailoğulları Mısır’da ufak bir refah döneminde hemen sonra köleleştirilmiş ve onları Firavun ’un zulmünden Hz. Musa ve Hz. Harun kurtarmıştır

2- İsrailoğulları, Hz. Musa ve Hz. Harun önderliğinde kölelikten kurtulduktan sonra Mısır’dan çıkarılmış ve mucizevi bir şekilde Kızıldeniz’den geçirilip Sina Dağına Ulaştırılmıştır. Burada Tanrı ile ahitleşmişlerdir. Bu durum onlar için dönüm noktası olmuştur

3- Bu ahit kapsamında İsrailoğullarının uyması gereken kuralları içeren Tevrat, Hz. Musa’ya İsrail Tanrısı Yahve tarafından verilmiştir

4- Hz. Musa’nın Sina dağına çıkıp burada 40 gün kalması sırasında İsrailoğulları altından buzağı heykeli yaparak onu ilah edinmişlerdir. Daha sonra ise Ken’an şehrinde yaşayan halk ile savaşmak istememiş ve böylece Hz. Musa’ya isyan etmişlerdir.

4- Onlar bu isyanı neticesinde Tanrı Yahve tarafından cezalandırılmış ve 40 yıl çöle mahkûm edilmiştir ve Ken’an bölgesine girmeleri yasaklanmıştır. (Hz. Musa zamanında İsrailoğulları Kenan Bölgesine hiç giremedi) Onlar Hz. Musa’ya karşı çölde de isyankâr tavırlarını devam ettirmişlerdir.

5- Hz. Musa’dan sonra İsrailoğullarına Yeşu önderlik etti ve İsrailoğulları Yeşu önderliğinde Ken’an bölgesine girdi.

6- Yeşu müstakil bir devlet kurmadı, toprakları 12 kabileye ayırdı

2.3- Hâkimler Dönemi (MÖ 1200-1050)

1- Yeşu’nun vefatı ile birlikte İsrail kabileleri «Hakimler» isminde dini liderler seçerek bu kimselerin önderliğinde yerleşik zirai düzene geçtiler

2- Yerleşik döneme geçen İsrailoğulları’ndan Yehuda ve Bünyamin kabileleri Ken’an bölgesinin güneyine diğer on kabile ise Kuzeye yerleşti

3- İsrailoğulları bu dönemde kendilerini hem düşmanlardan korumaya çalışıp hem de doğru yola iletmeye çalışan hakimlerin çabalarını hiçe sayıp İsrail Tanrısı yerine Kenanlı kabilelerin tanrı olan «Baal» ve «Aştarot» gibi tanrılara tapmışlardır

2.4- Krallar Dönemi (MÖ 1050-900)

1- Bu dönemde üç kral mevcuttur; Saul (Tâlut) – Davut - Süleyman

Ø    Saul (Tâlut Dönemi)

1-Peygamber Samuel tarafından, İsrailoğullarının talebi üzerine ve Tanrı’nın izniyle bu dönemde Saul kral olarak seçilmiştir

2- Saul, Filîstilerle savaşmış ve büyük başarılar elde etmiştir. Fakat bir savaşta Filîstili Komutan Golyat ile (Câlut) ile savaşmaya cesaret edememiş ve bu olay onun otoritesini sarsmıştır

3-Bu dönemde Davut, Golyat’ı öldürünce büyük bir şöhret kazanmış ve Saul ölünce Peygamber Samuel tarafından kral olarak seçilmiştir.

Ø    Davut Dönemi

1-Davut, Kudüs'ü fethetmiş ve 12 İsrail kabilesini tek merkezde toplamıştır

2-İsrailoğulları Davut döneminde, altın çağını yaşamış ve en geniş sınırlara bu dönemde ulaşmıştır

3-Davud’un ölümünden sonra krallığa oğlu Süleyman geçmiştir

Ø    Süleyman Dönemi

1-Süleyman komşu krallıklar ile anlaşma yoluna giderek ve çok sayıda siyasi evlilik yaparak babasından devraldığı topraklarda barışı sağlamaya çalışmıştır

2-Süleyman, Kudüs’te Bet Hamikdaş’ı inşa ettirdi (Bu mabed Davut’un vasiyeti, Allah’ın iradesidir). Bu mabed Yahudi halkının dini ve milli merkezi haline geldi. Böylece I. Mabed dönemi başladı.

2.5- Krallığın İkiye Bölünmesi ve Sürgünler (MÖ 930-581)

1- Kral Süleyman’ın vefatıyla birlikte Kuzeyde bulunan 10 kabile «İsrail Krallığı» ismiyle Samiriye merkezli bağımsızlığını ilan edip krallık kurdular. Güneyde bulunan Yehuda ve Bünyamin kabileleri de «Yehuda Krallığı» isminde Kudüs Merkezli bir krallık kurdular.

Ø    Kuzey İsrail Krallığı

Kral: Yeroboam

Başkent: Samiriye

İnanç: Politeist (Dönemin peygamberi tarafından birçok uyarı yapılmasına rağmen Tevrat öğretisinden kayıyorlar)

Tanrı İsmi: Elohim

Yıkılışı: Asur Krallığı tarafından MÖ 722 yılında bu krallık yıkılıyor. Halk sürgüne gönderiliyor. Sürgüne gidenler diğer millet arasında asimile oluyor ve tekrardan bu bölgelere geri dönemiyorlar (İLAHİ CEZA)

Ø    Yehuda Krallığı

Kral: Rehoboam

Başkent: Kudüs

İnanç: Monoteist

Tanrı İsmi: Yehve

Yıkılışı: MÖ 587 yılında Babil kralı Bahtunnasr tarafından yıkılmıştır. Buradaki Yahudi krallığı tamamen sona ermiş, Süleyman Mabedi tahrip edilmiş ve buradaki Yahudiler sürgüne gönderilmiştir. Böylece I. Mabed dönemi sonra erdi.

2.6- İkinci Mabed Dönemi (MÖ 538-MS 70)

1- Yahudiler Babil’de tam olarak 70 yıl sürgünde kalmıştır. Bu bölgeye MÖ 538 yılında Pers İmparatorluğunun gelip, Babilleri yenmesiyle birlikte Pers İmpatoru Koreş, sürgün de olan Yahudilerin tekrardan Ken’an bölgesine dönmesine izin verdi. Sürgünden dönen Yahudiler, Babillerin hasar verdiği Süleyman Mabedini yeniden inşa etti. Bu hareket II. Mabed döneminin başlamasını sağladı.

2- Koreş’in bu hareketi, Tevrat’ta ondan mesih diye söz edilmesini sağlamıştır

3- Bu döneme kaynaklarda ikinci Musa diye anılan ve Koreş’in görevlendirdiği Ezra’nın dini reformları damgasını vurmuştur. Yaptığı reformlar ile Yahudi dinini yeniden tesis etmiştir;

ü    Sürgün sırasında unutulan ve kaybolan Tevrat yeniden kaleme alındı

ü    Şabat günü uygulamasını yeniden tesis edildi

ü    Bu döneme kadar önemini hiç kaybetmeyen Kutsal Toprak anlayışı yerini yavaş yavaş kutsal soya bırakmıştır. Bunun bir tezahürü olarak yabancı kadınlar ile evlilik yasaklanmış ve Yahudi olmak için Yahudi bir anneden olma şartı getirilmiştir.

4- Bu dönem içerisinde din, “İsrailoğulları” ve “İsrailoğulları Dini” yerine “Yahudi” ve “Yahudilik” kavramları ile öne çıkarılmıştır

5- Bu dönemde “Samiriler” Yahudi olmadığı düşüncesiyle toplumdan dışlanmıştır.

6- MÖ 332 yılında Ken’an bölgesinin kontrolü Perslerden, Makedonya Kralı Büyük İskender’e geçmesiyle bu bölgedeki hakimiyet Yunanlıların eline geçti

7- Büyük İskender’in ölümüne kadar Ken’an bölgesinde dinlerini rahat bir şekilde yaşayan Yahudiler, onun ölmesiyle Yunanlılar tarafından din konusunda baskı altına alındılar. Yunanlılar tarafından Şabat ve sünnet kutlamaları yasaklandı, Mabede Zeus heykeli dikildi ve Yahudiler puta tapması için zorlandı. Hatta bu dönem de Yunanca konuşan Mısır Yahudi Cemaati için Tevrat, Yunancaya çevrildi. Çevrilen bu Tevrat’a “Septuagint(Yetmişler Çevirisi)” denildi.

8- MS 63 yılında bölgeye Romalılar hâkim oldu. Fakat Yahudiler bu hakimiyeti kabul etmedi ve isyan başlattı. İsyan bastırıldı ve Yahudiler sürgüne gönderildi (MS 66-70). Aynı zamanda MS 70 yılında Romalılar Süleyman Mabedini yıktı

9-Bu dönem Mabedin 2. Defa inşası ile başlar ve MS 70 yılında mabedin Romalılar tarafından yıkılması ile biter ki bu dönem içerisinde Yahudiler sistemleşmeye başlamıştır

10- Bu dönemde Ezra’nın reformları ile Yahudilere MS 70 yılına kadar Kohenler liderlik etmiştir

11- Bu dönemde Ferisilik, Sadukilik ve Essenilik isminde 3 büyük Yahudi grubu ortaya çıktı

 2.7- İkinci Mabed Dönemi Sonrası (MS 70-MS 500)

1- Bu dönemde İsa Mesih hareketi ortaya çıkmıştır. Tebliğ metoduyla kendine taraftar toplayan İsa Mesih, Yahudi din adamlarının şikâyeti üzerine Roma Valisi Pilatus tarafından yalancı Mesihlikle suçlanmış ve çarmıha gerilmiştir

2- Bu dönem içerisinde Yahudi dininin sözlü kültür geleneğini oluşturan “Mişna” ve Talmud” derlenmiştir. Bu derlemeden sonra “Rabbani Yahudilik” ortaya çıkmıştır.

3- Bu döneme aynı zamanda “Rabbani Dönem” ismi de verilir ki bu dönemde Yahudiliğin bir mezhebi olarak ortaya çıkan Hristiyanlık, zamanla güç kazanmış ve Roma İmparatorluğunun da bu anlayışı bir din olarak benimsemesiyle Yahudiliğin karşısında bir din alarak yerini almıştır.

4- Bu dönemde Yahudi dini merkezine mabed, kurban ve kohen sınıfı yerine Tevrat, Sinagog ve din bilginleri (rabbiler) geçmiştir.

5- Yahudiler MS 70 yılındaki sürgünden sonra 1948 yılına kadar hep sürgün yaşadılar

3- Yahudiliğin İnanç Esasları

1- Yahudiliğin ilk yıllarında Yahudiliğin, aynı İslam’ı bağlayan bir amentü gibi bir amentüsü mevcut değildi. Bu zamanlarda Yahudiler için inançtan öte pratik ön plandaydı. İşte bu pratiğin en temel özeti Hz. Musa’ya gönderilmiş olan 10 emirdir ki bu emirler taş tabletler üzerinde yazılmış bir şekilde gönderildiği kabul edilir;

1.               Seni Mısır diyarından, esirlik evinden çıkaran Tanrın benim

2.               Başka İlahlara tapmayacaksın

3.               Cumartesi günü hiçbir şey yapmayacaksın

4.               Babana ve Annene hürmet edeceksin

5.               Katletmeyeceksin

6.               Zina etmeyeceksin

7.               Tanrı’nın ismini boş yere ağzına almayacaksın

8.               Çalmayacaksın

9.               Komşuna karşılık yalan şahitlikte bulunmayacaksın

10.            Komşunun evine tamah etmeyeceksin

2-              İlerleyen zamanlarda Yahudiliği amentüsü yazılmaya çalışılmış ve bu alanda eserler meydana getirilmiştir ki bugünkü Yahudi amentüsünü ortaya koyan en yakın çalışmaya Yahudi bilgini Musa bin Meymun yapmıştır;

1.               Tanrı’nın varlığına ve her şeyi yarattığına inanmak

2.               Tanrı’nın birliğine inanmak

3.               Tanrı’nın bir cisminin olmadığına ve tasvir edilemeyeceğine inanmak

4.               Tanrı’nın ezeli ve ebedi olduğuna inanmak

5.               Ritüellerin sadece Tanrı’ya yapılması gerektiğine inanmak

6.               Peygamberlerin bütün sözlerinin doğruluğuna inanmak

7.               Musa’nın gelmiş ve gelecek bütün peygamberlerin en büyüğü olduğuna inanmak

8.               Mevcut elde bulunan Tevrat’ın Tanrı tarafından Musa’ya verilenle aynı olduğuna inanmak

9.               Tevrat’ın değiştirilmeyeceğine ve son şeriat olduğuna inanmak

10.            Tanrı’nın insanların bütün düşüncelerini ve eylemlerini bildiğine inanmak

11.            Tanrı’nın emirlerini yerine getirenleri mükafatlandıracağına, karşı gelenleri cezalandıracağına inanmak

12.            Mesih’in gecikse bile geleceğine inanmak

13.            Tanrı’nın ölüleri dirilteceğine inanmak

3.1- Tanrı İnancı

1- Yahudi anlayışına göre Tanrı birdir, eşi, benzeri ve ortağı yoktur

2- Tanrı Yehova’dan başka Tanrılar edinmek büyük günahtır

3- Tanrı, bütün insanlığın yaratıcısıdır. Fakat özel olarak İsrail rehberi, koruyucusu ve kurtarıcısıdır. Yahudilerin bu görüşlerinden yola çıkarak söyleyebiliriz ki; “Yehova, sadece İsrailoğullarının tapmak zorunda olduğu MİLLİ BİR TANRIDIR.”

4-              Tanrı’nın tek oluşu üzerinde Yahudi dini metinlerde ısrarla durulmasına karşın, Tevrat’ın bazı bölümlerinde Tanrı ile alakalı ANTROPOMORFİK tasvirler fazladır. Ona bazı beşerî sıfatlar atfedilir. Örnek:

Ø    Tanrı’nın konuşması – işitmesi- görmesi

Ø    Tanrı’nın gülmesi- üzülmesi

Ø    Tanrı’nın baba olması – oğlu olması

Ø    Tanrı’nın eli – ayağı – gözleri olması

Ø    Tanrı’nın öfkelenmesi – intikam alması

5-              Tanrı’nın iki özel ismi vardır;

1-              Tevrat’ta Tanrı’nın isminin sıkça boşuna ağza alınması yasaklanmıştır. Bu kural gereği Yehova kelimesi fazla teleffuz edilmez ve sadece Tevrat’a yazılır. Bu nedenle de nasıl okunduğu fazla bilinmez. Genellikle “YHVN” şeklinde yazılır “YEHOVA” ve “YAHVE” şeklinde okunur.

Yehova:

Ø    Tevrat’ta en çok geçen Tanrı’nın ismidir.

Ø     Tanrı’nın rahmet yönünü ifade eder.

Ø    Eski ahit tercümelerinde “Rab” olarak geçer.

Elohem:

Ø    Tanrı’nın gazap yönünü ifade eder

Ø    Eski ahit tercümelerinde “Allah” olarak geçer.

3.2- Peygamberlik İnancı

1- Yahudilik inancına göre Peygamberlik makamı, Tanrı ile İsrailoğulları arasında ilahi vahye aracılık eden müessesedir

2- Yahudilik inancına göre peygamberlik Hz. İbrahim ile başlar, Hz. Musa ile zirveye ulaşır ve Malaki ile sona erer

3-  Yahudi inancına göre peygamberler arasında Hz. Musa, Tanrı’dan aracısız bir şekilde vahiy alan tek peygamberdir

4- Yahudi inancına göre en üstün vahiy direk aracısız Yehova’dan alınan vahiydir

5- Tanah’ın ikinci bölümü olan “Neviim”, peygamberler demektir ki Yahudi dini metinlerde peygamber kavramını karşılayan birçok kavram vardır.

Nebi (Nevi) kavramı bu tabilerden bir tanesidir.

6- Hz. Davut ve Hz. Süleyman Yahudi dini metinlere göre peygamber değil, kraldır.

3.3- Kutsal Kitap İnancı

3.4- Ahiret İnancı

1- Tevrat’ta sarih bir şekilde yer almamasına rağmen, Tevrat’ta yer alan bazı cümleler üzerine yorum yapıldığında bazı Yahudi bilginlere göre ahirete iman, Yahudi esaslarındandır. (Yahudi Mezhepleri arasında tartışmalıdır. Kabul etmeyen de mevcuttur)

2- Reformist Yahudi Gruplarından bazıları fiziki olarak ölümden sonra dirilmeyi ve Tanrı’nın merhametiyle bağdaşmadığı için cehennemi kabul etmezler

3- Yahudi Ahiret inancına göre; Bir Yahudi ne kadar günah işlerse işlesin sadece 12 ay boyunca cehennem hayatı yaşayacaktır ki bu kaide Tanah’tan çıkarılır. (Yahudilerin bu kaidesinden Kur’ân Bakara 80-81’de ve Al-İmran 24’te bahseder.)

4- Yahudi ahiret inancına yönelik ilk eser, Müslüman ülkesinde yetişen Yahudi din bilginlerinden gelmiştir. Örnek: Musa bin Meymun’un oluşturmuş olduğu 13 maddelik Yahudi Amentüsü olarak kabul edilen inanç esaslarında yer alan “Ölülerin dirileceğine inanılması” maddesi.

3.5- Mesihçilik İnancı

1- Yahudilikte Mesihçilik anlayışı bir tarihi süreçten geçmiştir;

Ø    İlk Zamanlar Mesihçilik Anlayışı: Tanrı tarafından görevlendirilen kralları ifade ediyordu

Ø    Sonraki Zamanlarda Mesihçilik Anlayışı: Ahir zamanda ortaya çıkacak olan, Yahudileri düşmanlarının elinde kurtaracak olan ve Mesihçilik çağını başlatacak olan kurtarıcıdır

2- Yahudi Mesihçilik İnancına göre Mesih, Davut soyundan olacaktır. Fakat gelecek olan kişinin dünyevi bir kral mı olacağı yoksa manevi bir şahsiyet mi olacağı konusu Yahudi mezhepler arasında farklılığın bulunduğu tartışmalı bir meseledir

3- Reformist Yahudiler, Mesihçilik anlayışı kabul etmezler fakat Ortodoks Yahudilere göre Mesihçilik inancı temel inanç esaslarındandır

4- Yahudiler yaşamlarının zor zamanlarında mesihi beklemiş ve bugünlerde kendini mesih olarak tanıtan insanlar ortaya çıkmıştır ki bunların en önemlilerinden bir tanesi Osmanlı Yahudisi Sabatay Sevi’dir.

NOT: Sabatay Sevi, başlangıçta Yahudilerin beklediği mesih olduğunu iddia etse de sonraki zamanlarda dönmüş ve Müslüman olup bu iddiasından vazgeçmiştir. Fakat müritlerinden bir grup Sabatay’ın bu hareketini Mesihlik görevini Sabatay’ın gerçekleştirmesi için bir oyun olarak nitelendirmiş ve Sabatay’ın İslam’ı sadece şeklen kabul ettiğini iddia etmişlerdir ve bu iddialarını “Sabataycılık” adlı gizli bir yapılanmayla yaymaya çalışmışlardır. Bu durumdan ötürü etrafta bulunan Müslüman halk hem Sabatay Sevi’ye karşı hem de “Sabataycılık” ismi verilen gizli yapılanmaya hep bir şüphe ile yaklaşmış ve bu gruba “Dönmeler” ismi vermiştir.

3.6- Ahit ve Seçilmişlik İnancı

1- Yahudi anlayışına göre Tanrı, İsrailoğulları ile gerçekleştirmiştir ki Tanah’ta 2 farklı ahitten söz edilmektedir;

Ø    Tanrı’nın Hz. İbrahim, Hz. İshak ve Hz. Yakup ile Yapmış Olduğu Ahit
  Bu ahit tek taraflıdır
  Bu ahitte; Tanrı, Hz. İbrahim’den baba diyarını bırakmasını ve Ken’an diyarına gitmesini istiyor. Eğer Hz. İbrahim bunu yaparsa Allah tarafından ödüllendirileceği bizzat Allah tarafından söz veriliyor ki bu söze ahit denir. Ahit’e göre Tanrı, Hz. İbrahim’in soyunu çoğaltacağını, onun soyunu bereketli kılacağını ve onun soyuna Ken’an topraklarına mirasçı kılacağını vadetmiştir.
Ø    Hz. Musa Döneminde Tanrı ile Tüm İsrail Halkı Arasında Ahitleşme
 Bu ahit, çift taraflıdır
 Eğer İsrailoğulları, Hz. Musa’ya Sina Dağında verilen emirlere uyarsa “Kutsal Kavim” olacaklar, Tanrı’nın özel ilgisine nail olacaklar ve “Kutsal Topraklara” sahip olacaklardır. Eğer itaatsizlik yaparlarsa Tanrı’nın yardımıyla aldıkları kutsal toprakları, kutsal kavim özelliğini ve Tanrı’nın özel ilgisini kaybedeceklerdir.
NOT: Hz. Musa döneminde ön planda olan “Kutsal Kavim” anlayışı “Üstün Irk (Etnik Seçilmişlik)” anlayışına yerini bırakmıştır.

2- Günümüzde yer alan bazı Yahudi bilginleri “Toplumlar Arası Eşitlik” ilkesi gereği “Seçilmişlik Düşüncesini” reddeder

3.7- Kutsal Toprak İnancı

1- Yahudi Kutsal Toprak İnancına göre Ken’an diyarı, yeryüzünün merkezinde olduğu inanılan, Tanrı’nın kutsallığının ve hükümranlığının doğrudan tecelli ettiği, Tevrat’ta süt ve bal ülkesi olarak anlatılan kutsal bölgedir ki burada yer alan krallığın ve mabedin bulunduğu Kudüs’e ayrı bir ihtimam gösterilir.

2- Yahudi din otoritelerine göre, zorunlu kalmadıkça kutsal olarak kabul edilen Ken’an toprakları dışında yaşamayı ve devlet kurmayı dine aykırılıktır. Çünkü Yahudilik bu topraklar içerisinde yaşamaya uygun bir dindir.

                        NOT: Yahudilik ile Alakalı Bazı Terimler;

İbrani: İbrani terimi, Yahudiler tarafından kurucu atalar olarak kabul edilen Hz. İbrahim, Hz. İshak ve Hz. Yakup ile onların çocuklarını tanımlar

İsrail: Yahudilere göre İsrail terimi, “Tanrıyla uğraşan” anlamına gelmektedir ki Hz. Yakup’un lakabıdır. Rivayete göre Hz. Yakup kendini “ Tanrı Adamı” olarak tanıtan biriyle güreşmiştir. Adam ise Yakup’u yenememiştir ve Yakup’a “Tanrı’yla ve insanlarla güreşip yendin. Artık sana Yakup değil, İsrail diyecekler” demiş ve onu kutsamıştır. Bu olay sonrasında İbranilere Babil sürgününe kadar “İsrail” ve İsrailoğulları” demişlerdir.

Yahudi: Babil sürgünü sonrası ortaya çıkan terimdir. Babil halkı Yehuda’dan sürgün edilen İsrailoğullarına “Yehudalı” anlamında “Yahudi” demişlerdir. Bu tarihten itibaren İsrailoğulları, Yahudi olarak da anılmıştır. Yahudilik ise Yahudi kavramından türetilmiştir ve Hz. Musa’nın getirdiği dinin adı olarak da kullanılmıştır.

Musevi: Hz. Musa’nın şeriatına bağlı olan kimse anlamına gelen Musevi kelimesi Yahudilerin Türkiye’de kendini tanıttıkları isimdir. Örnek: Türk Musevi Cemaati

4- Günümüz Yahudi Akımları

1- Yahudilikte mezhep ve gruplaşmanın ilk ortaya çıkışı olarak Helenistik dönemin yozlaşmış ortamına karşın Yahudilerin verdiği tepkinin sonucu kabul edilir. İlk Yahudi ekolleri Hz. İsa zamanında ortaya çıkmıştır.

2- Günümüz Yahudi Akımlarının ortaya çıkış sebeplerinden bazıları şunlardır;

Ø    Fransız İhtilalinin Etkisi: Fransız ihtilalinden sonra Avrupa’da yaşayan Yahudilere önceki zamanlarda gerçekleştirilen kısıtlamalar kaldırıldı. Bu sayede de Yahudiler kısmen rahata kavuşmuştur ki bu ortam Yahudi anlayışını da etkilemiştir.

Ø    Beklenen Mesih’in Gelmemesi: Beklenen Mesih’in gelmemesi bazı Yahudi gruplar arasında artık gelmeyeceği anlayışını sudur ettirmiştir. Bu durumda da kendilerini yaşadıkları toplumun şartlarına uyum sağlamaya yöneltmiştir. Bu şekilde de geleneksel Yahudilik anlayışından bu Yahudileri uzaklaştırmıştır.
Ø    Yahudi Aydınlanma Hareketinin Etkisi: Bu aydınlanma hareketi Yahudilere yaşadıkları toplum ile bütünleşmeyi ve laik sisteme katılmayı öngördü. Bu öngörü ile bazı Yahudi gruplarda Avrupa kültürünün herkesin ortak malıdır düşüncesini yaydı.

4.1- Ortodoks Yahudilik

1- Yahudiliği geleneksel olarak yaşayan bir mezheptir ki Ferisiler ve Rabbâni Yahudilerin günümüzdeki temsilcileridir.

2- Yahudi dini hükümlerinin Tevrat’ta yer aldığı şekliyle ve Talmud ’da yorumlandığı şekliyle harfiyen yerine getirilmesini isterler.

3- Cumartesi yasaklarına, beslenme kurallarına ayrı bir ehemmiyet verip sinagogda kadın ve erkeğin birbirini görmeyecek şekilde oturma düzeni ayarlarlar ve ibadetlerini bu şekilde icra ederler

4- Ortodoks Yahudiler içinde yer alan “Hasidiler” ismindeki bir grup, Ortodoks Yahudilerin radikal zümresini temsil ederler ve dış görünümleri ile hemen tanınırlar.  Hasidiler;

§     Dini hükümlerin katı bir şekilde uygulanmasını isteyen kimselerdir

§     Erkekleri siyah paltolu, siyah şapkalı, uzun sakallı ve favorileri üzerinde lüleri ile dolaşırlar.

§      Evli kadınlarının başı daima kapalıdır.

§     Mesih gelmeden önce İsrail devleti kurulduğu için, İsrail devletini tanımazlar bu nedenle vergi vermeyi ve askere gitmeyi reddederler

4.2- Reformist Yahudiler

1- 19.yy. başlarında Alman Yahudiler arasında ortaya çıkmış olan bir harekettir

2- Tevrat’ın vahiy mahsulü olmadığını bu sebeple de pek çok Tevrat hükümlerinin geçerliliğini yitirdiğini düşünürler

3- Reformistlere göre İbadet ritüellerinin dilinin İbranice olması zorunlu değildir. Yerel dillerde ayin yapılabilir ve vaaz verilebilir.

4- Sinagog da kadınlar ve erkekler karışık oturabilir ve ayini birlikte icra edebilir

5- Reformistler Mesih, kutsal topraklara dönüş ve Mabedin yeniden inşası gibi konularda baskın Yahudi görüşünden farklı düşünürler

4.3- Muhafazakâr Yahudilik

1- Reformistlere ait olan Tevrat’ın beşer eliyle yazıldığı iddiasını kabul etmezler. Bu görüşe göre karşın Tevrat’ın ilahi bir ilhamla yazdırılmış olduğu düşüncesini iddia ederler

4.4- Yeniden Yapılanmacı Yahudilik

1- Yahudiliği bir din olarak değil de Yahudi toplumunun oluşturduğu ve sürekli gelişen bir medeniyet olarak görürler

2- Tevrat’ı vahyedilmiş bir kitap olarak değil, Yahudi Medeniyetinin bir parçası olarak görürler

3- Yeniden Yapılanmacı Yahudilik, baskın Yahudi anlayışında bulunan Seçilmişlik düşüncesini modern insan anlayışına ve toplumlar arası eşitlik ilkesine aykırı olarak gördüğü için kabul etmezler

4.5- Siyonizm

1- Kökleri 19.yy. dayanan ve Filistin’de bir Yahudi devleti kurma amacı güden siyasi bir harekettir.

2- Kendi içerisinde irili ufaklı birçok gruba ayrılırken en bilinenleri;

Ø    Dini Siyonizm:

§     Temel düşüncesi kurtarıcı Mesih beklentisine dayanan bir harekettir ki inanışlarına göre Mesih geldiğinde Tanrı Krallığını kuracak ve bütün insanlar tek bir ırka bağlanacaktır

§     Bazı dini Siyonist gruplar İsrail devletini, Mesih önderliğinde kurulmadığı için kabul etmezler

Ø    Politik Siyonizm:

§     Theodor Herzl’in başı çektiği seküler karakterli bir hareket olan Politik Siyonizmin amacı, günümüz politik milliyetçilik anlayışıyla Yahudi kimliğini oluşturmaktadır

§     Dini bir amaç gütmezler

§     Politik Siyonistlerin Filistin’de bir Yahudi devleti kurma çabaları II. Abdülhamit’in karşı koymasıyla ilk olarak başarısız olur. Fakat daha sonra İngiltere ve Amerika’nın destek vermesiyle David Bengurion 14 Mayıs 1948’de İsrail Devleti’ni kurar.




Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

İMAN VE İSLAM

 İMAN VE İSLAM Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet 1.                Allah’a ve Hz. Muhammed’e karşı inancımızı ifade ettiğimiz ve inancın özü olarak nitelendirilen ifadelere   “ Kelime-i Tevhid”  ve “Kelime-i Şehadet” ismi verilir.  Şayet bir kimse bu sözleri kalben söylerse (dil ve kalp) Müslüman olur. Kelime-i Tevhid 1.                “La İlahe illallah. Muhammedun Rasulullah. (Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed, Allah’ın Rasulüdür)”   ifadesi kelime-i tevhid deyince anlaşılan lafızlardır. Bu sözü söylemiş olan kimse  Allah’ın tek ilah olduğunu ve Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğunu   kabul etmiştir. 2.                İslam dini, tevhid dinidir;   tek olan Allah’a inanç duyma dinidir.   Tevhid ’in zıddı ise şirktir.   Şirk, Allah’ı ortak koşmak manasına gelmektedir.  3.                Müslümanlar şirkten uzak durmalıdırlar ki bunun için   kelime-i tevhid-i sık sık tekrar etmeliler ve hayatlarına tatbik etmelidirler;   Yüce Allah’ın var olduğunu, bir olduğunu ve her şeyin

İBADET VE İNSAN

İBADET VE İNSAN 1.                İmanın Göstergesi İbadet 1-               İnanmak ve tasdik etmek manasına gelen  iman etmek,  Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere (hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine) inanmak  manasına gelmektedir.  2-               Teslim olmak manasına gelen   ibadet,  Allah’a kul olmak   demektir. 3-               Kainattaki bütün varlıkların var olma sebebi Allah’tır.   Yani bütün varlıklar, varoluşlarını Allah’a borçludurlar.  O halde onlarda sonsuz bir bağlılıkla Allah’a itaat etmelidirler.  Bu hususta Allah  “Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa-sola dönmektedir”  buyurmaktadır.  4-               Dünyada var olan her bir varlığın bir amacı vardır.   Bu hususta Allah  “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık”  buyurmaktadır.  Bu canlılar içerisinde insan da vardır ki onun da dünyada bir görevi vardır.   Allah

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD (1. VE 2. HAFTA)

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD  HARFLERİN MAHREÇLERİNİN TELAFFUZU 1- Kur’ân-ı Kerim’in  kendine has usulü ve fonetiği  vardır. Buna uygun olarak okunması için ise  harflerin mahreçlerini tam ve doğru olarak telaffuz etmek  gerekir. Bu yüzden Müslümanlar, Kur’ân da harflerin mahreçleri hususunda ki eğitime önem vermişler ve  tashih-i huruf ismi verilen eğitim yöntemini  geliştirmişlerdir. 2- Tashih-i huruf dersi  fem-i muhsin  ismi verilen kişiden alınmalıdır. 3- Kur'ân harflerinin   mahreç bölgesi üçtür; Dil (diş/damak), Dudak, Boğaz. 4- Mahreç bölgelerinden boğaz,  kendi içerisinde boğazın ağza yakın olan kısmı (çıkan harfleri غ خ), boğazın orta kısmı (çıkan harfleri ح ع) ve boğazın ağza uzak olan kısmı (çıkan harfleri ا ه)  şeklinde 3 bölüme ayrılmaktadır. 5- Mahreç bölgelerinden olan  dudak bölgesinden ise üst ön dişlerin ucu ile alt dudağın içinin ısırılmasıyla ف, dudakların öne toplanmasıyla و, dudakların normal halindeyken kuvvetlice kapanmasıyla ب ve d