İMAM HATİP DERSLERİM
İSLAMİYET
1-
İslamiyet'in Tarihçesi
1.1-
Hz. Muhammed Dönemi (610-632)
1.1.1- Mekke Dönemi
(610-622)
571: Hz. Muhammed doğdu.
610: İlk vahiy Hira Mağarasında geldi ve Hz.
Muhammed yakın çevresine İslam’ı tebliğ etti
615: İslam’ın
açıktan tebliğ başladı. Bunun neticesinde Mekkeli Müşrikler Müslümanlara
sıkıntı vermeye başladı. Bundan dolayı Müslümanların bir kısmı çektiği
sıkıntılardan dolayı Habeşistan’a hicret ettiler.
617-620: Müslümanlara
bu süre zarfında Mekkeli Müşrikler tarafından sosyal ve ekonomik açıdan boykot
uygulandı
622: Medine’ye
hicret edildi. Hicret, İslam tarihi için milat oldu(Hicri Takvim). Hicretle
beraber 13 yıllık Mekke Dönemi son buldu. Burada inen ayetlere Mekki ayetler
denir.
1.1.2- Medine Dönemi
(622-632)
622: Müslümanlar Medine'ye hicret eder etmez Medine
Sözleşmesi ilan edildi. Hz. Muhammed, Müslümanları, Yahudileri ve gayrimüslim
Arapları kendi başkanlığında bir şehir devleti etrafında teşkilatlandırdı.
624: Müslümanlar ile Mekkeli müşrikler arasında
yapılan ilk büyük savaş olan Bedir Savaşı yapıldı.
625: Müslümanlar ile Mekkeli müşrikler arasında
yapılan ikinci büyük savaş olan Uhud Savaşı yapıldı.
627: Müslümanlar ile Mekkeli müşriklerin ve onlar
müttefiklerinin arasında yapılan Hendek Savaşı bu yıl gerçekleşti.
628:
1- Hudeybiye Antlaşması gerçekleştirildi. Bu
anlaşma Mekkeli Müşrikler ile yapılan süregelen savaşları sona erdirdi.
İslam’ın yayılmasında dönüm noktası olan bir antlaşmadır. Bu antlaşma ile
İslam, Arap yarımadasında hızla yayıldı. Kur’ân-ı Kerim bu antlaşmayı apaçık zafer
olarak değerlendirir. (Fetih 1-3)
Bu antlaşma
ile Müslümanların morali bozdu. Çünkü Antlaşmaya göre o sene Müslümanlar, umre
yapamayacaktı.
2- Hayber’in fethi gerçekleşti. Müslümanlara bu
olay moral verdi.
3-Hz. Muhammed Habeş, Bizans, Mısır ve Sâsâni
Hükümdarlarına İslam’a davet mektupları gönderdi.
630: Mekke’nin Fethi gerçekleşti. Bu fetih bütün
Arap yarımadasının İslamlaşmasına kapı açtı.
632:
1- Hz. Muhammed, Medine’de vefat etti
2- Hz. Muhammed döneminde İslam Arap
Yarımadasında en büyük güç haline geldi. Medine dönemi 10 yıl sürdü. Burada ve
çevresinde inen ayetlere Medeni ayetler denildi
1.2-
Dört Halife Dönemi (632-661)
1- Hz. Muhammed’in vefat etmesiyle birlikte
devlet başkanlığına (hilafete) sırasıyla Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali geçmiştir.
2- İslam, ilk kez bu dönemde Arabistan dışında yayılmaya başladı.
3- Bu döneme «Dört Halife Dönemi» ya da «Hulefâ-i Raşidîn» dönemi adı verilmektedir.
4- İlk üç halife döneminde Müslümanlar Suriye, Filistin, Irak, İran, Mısır, Kıbrıs, Trablus ve Horosan gibi yerleri
fetih ederek Doğu’dan Batı’ya Atlantik'ten
Pasifik’e kadar geniş bir coğrafyaya sahip oldular. Bu
bölgelerde ki halkın büyük bir kısmı İslamiyet’i kabul ettiler.
5- Hz. Ali döneminde siyasi ve dini tartışmalar
nedeniyle fetih yapılamadı. Bu dönem içerisinde 656 yılında Hz. Ali Hz. Aişe ile Cemel Savaşı, 657 yılında ise Muaviye ile Sıffin Savaşı yaşanmıştır.
1.3-
Emevîler Dönemi (661-750)
1- Yaklaşık olarak bir asır yönetimde kaldılar. Yönetimin ilk seneleri
sadece karışıklıkları bastırarak ve devlet otoritesini sağlamaya çalışarak geçti.
2- I.Velid döneminde Mâverâünnehir,
Sind ve Endülüs'ün İslam topraklarına
katılmasıyla, İslam topraklarının sınırı Türkistan'dan Fransa'nın içlerine, Kafkaslardan Hindistan'a kadar
genişledi.
3-
Ömer bin Abdülaziz döneminde İslam'ın tebliğine özel bir önem verildi. Bu
sayede Kuzey Afrika'da Berberîler arasında ve Orta Asya'da Türkler arasında
İslamiyet hızla yayılmıştır.
1.4-
Abbâsiler Dönemi (750-1258)
1- Emevîlerin varlığına son vererek ortaya çıkan Abbâsiler, Emevîlerden daha uzun süre yönetimde kalmışlardır.
2- Abbasîler
döneminde Batı’da ve Doğu’da bağımsız ve yarı bağımsız birçok hanedanlık ortaya çıkmıştır.
3- Abbâsiler döneminde yeni fetih hareketleri olmadı. Bu dönemde ilim, kültür, edebiyat, felsefe gibi alanlarda önemli çalışmalar yapıldı. Bu
dönemde tercüme faaliyetlerine ağırlık verildi.
4- 9. yüzyıldan itibaren nüfuz alanı başkent Bağdat ve çevresiyle sınırlı kaldı
1.5-
Endülüs Dönemi (711-1492)
1- Endülüs, Müslümanların 711-1492 yılları
arasında hüküm sürdükleri İspanya topraklarıdır.
1.5.1-
Endülüs Emevîler Dönemi (756-1031)
1- İslam Medeniyetinin İlim, Kültür, Edebiyat ve Felsefe alanlarında
zirvede olduğu dönemdir
2- Bu dönem içerisinde Endülüs Emevi
Medreselerinde eğitim gören pek çok Batılı düşünür, Avrupa’nın skolastik düşünceden kurtulmasında etkili
olmuştur
1.5.2-
Benî Ahmer Emirliği (1238-1492)
1- Hristiyan istilasından kurtulup iki buçuk asır ayakta
kalabilmiştir
2- Endülüs’te İslam hakimiyetinin son temsilcisidir
1.6-
Selçuklular ve Osmanlılar Dönemi (11-20. Yüzyıllar)
1- Anadolu fethedildi ve burada İslamiyet yayıldı
2- Miladi 11. yüzyıldan itibaren Türklerin Anadolu’ya gelişi başladı
(1071 Malazgirt Savaşı)
3- Sırasıyla Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Anadolu Beylikleri ve
Osmanlılar Anadolu’nun
İslamlaşma sürecini tamamladı.
4- Nizamiye Medreselerinin kurulmasıyla birlikte İslam Medeniyetinde pek
çok alanda öncü olan alimler yetişti (Gazali – Ömer Hayyam)
5- Selçuklular ve Osmanlılar asırlar boyunca İslam dünyasının liderliğini yaptı. İstanbul’un fethi ile birlikte de Osmanlı İslam Dünyasının siyasi ve askeri alandaki
merkezi oldu. Bu dönemde İlim, sanat ve kültürde eşsiz eserler ortaya koyuldu
1.7-
Hindistan, Çin ve Endonezya'ya İslam’ın Girişi
1- Hindistan ve Çin’e İslamiyet'in girişi Arap ve İranlı tüccarların vasıtasıyla gerçekleşti
2- Hindistan, ilk
olarak Emeviler Döneminde İslam ile karşılaştı. Gazneniler, Gurlular, Delhi sultanları ve Babürlüler ile buranın İslamlaşma süreci devam etti.
3- Çin’in ilk olarak kıyı bölgelerine ticaret
amacıyla gelen Müslümanlar, burada yerli kadınlarla evlenerek zamanla buraya yerleştiler. Bu insanların burada oluşturduğu gruplar İslamiyet’in bu bölgede yayılmasında önemli
rol oynadı.
4- İslamiyet Endonezya adalarına Arap, İranlı ve Hint asıllı tüccarlar vasıtasıyla girdi. Daha sonra İslamiyet, yerli kadınlarla evlilik ve tarikatlar vasıtasıyla hızla yayıldı
2-
İslamiyet'te İnanç Esasları
1- İslamiyet’te İnanç esasları «Amentü» terimi ile ifade edilir.
2- İslamiyet’te
inanç konuları sadece Kur’ân’a ve Sahih hadislere dayanmaktadır. Kur’ân da belirtilen temel
esaslar ve kaideler Hz. Muhammed’in sözleriyle açıklanmıştır ve uygulamalarıyla
belirgin hale getirilmiştir. Bazen de Hz. Muhammed kendisi şâri görevini
sünneti ile üstlenmiştir. Örnek: Bakara 177 - Nisa 136
- Cibril Hadisi
NOT: İslam kelimesi Kur’ân da 8 yerde geçmektedir. Birçok ayette de aynı kökten
türeyen isimler ve fiiller mevcuttur. Fiil halinde geçtiği yerlerde «Allah’a yönelmek» (Bakara 112/ Lokman 22), «Allah’a teslim olmak»
(Bakara 131/Mümin 66), «Tevhid inancına sahip bulunma» (Enbiya 108), «Allah’a
teslimiyetin gereğini yapmak» (Zümer 54) anlamları vardır. Ayrıca İslam kelimesi
Kur’ân’da Allah katındaki hak dinin karşılığı
ve özel adı olarak kullanılmış olup bu hak dinden başka dinin kabul edilmeyeceği
vurgulanmıştır.
3- Ayet ve Sahih hadislere göre inanç esasları
şunlardır;
Ø
Allah’a İman
Ø
Meleklere İman
Ø
Kitaplara İman
Ø
Peygamberlere İman
Ø
Ahirete İman
Ø
Kaza ve kaderin Allah’tan geldiğine İman
NOT: İslam dininin genel tanımı zamanla Müslüman toplumlar tarafından değiştirilmiş olup insan, toplum ve
devlet gibi insani konularda kendine has ilkeleri bulunan tarihi tecrübenin,
kültür ve uygarlığın genel adı olmuştur
2.1-
Allah İnancı
1- İslamiyet’in tevhit ilkesine göre Allah vardır, tektir, eşi, benzeri, dengi ve ortağı yoktur.
İslamiyet’te mevcut bulunan bu ilke diğer dinlerde bulunan tek tanrıcılık ve
monoteizm anlayışından biraz daha kapsamlı ve farklılık arz eder. Bu ilkenin
kendi içerisinde bir İlahi bir de beşeri yönü vardır.
- İlahi Yönü: Allah’ın otoritesinin
hiçbir şekilde paylaştırılamamasıdır
- Beşerî Yönü: Allah’ın, kul olarak insanın en üst
seviyede sevmesi ve sayması gerektiği tek layık varlık olmasıdır.
2- İslam İnanç
Esaslarına göre Hamd, dua, niyaz ve ibadetler sadece Allah’a yönelik yapılır ve
bağışlanma sadece Allah’tan dilenir.
Araya herhangi başka varlık sokulmaz. (Zümer-3)
3- İslam İnanç Esaslarına göre Allah hem yaratandır hem de her an yaşatandır.
4- İslam’ın tevhit ilkesine göre
Allah evreni ve insanı yaratıp, düzenleyip köşesine çekilmemiştir. Allah aşkın bir varlıktır ve vahiy göndererek tarihe, mucize ile de
tabiata sürekli müdahale etmiştir.
2.2-
Melek İnancı
1- İslam İnanç Esaslarına göre meleklere inanmamak dolaylı yoldan vahyi, peygamberleri ve peygamberlerin bildirdiği esasları inkâr etmektir. Çünkü İslam İnanç
Esaslarına göre dini hükümler peygamberlere melekler aracılığıyla gelir.
2- Allah, Kur’ân’da melekleri inkâr edenlere yönelik, «Allah da onların düşmanıdır «ifadesini kullanır. (Bakara 98)
2.3-
Ahiret İnancı
1- İslam İnanç Esaslarına göre Ahiret hayatı, kıyametin
kopmasıyla başlar, yeniden dirilme, hesap, cennet ve cehennem hayatını kapsar. (Mü’minun
99-104 / Nebe 21-30 / «Müminler cehenneme yaklaştılıcak …» Hadis
2- İslam İnanç Esaslarına göre dünya ve ahiret dengesi vardır. Kur’ân’ın birçok yerinde dünya hayatının geçici, ahiretin ise ebedi olduğu vurgulanır. (A’la 16-17)
3- Ahiret hayatı, Kur’ân’da sıklıkla «Son Gün» lafzı ile karşılanır ve imandan hemen sonra zikredilir.
Kur’ân’a göre dünya hayatı ansızın sona erecek ve ahiret hayatı başlayacak. Ama bu zamanın ne zaman geleceği Allah’tan başka kimse tarafından bilinmemektedir.
4- İslam İnanç Esaslarına göre insanların dünya hayatına kanmadan ve onu ihmal
etmeden bir hayat sürüp, sürekli ve hayırlı
olan ahiret mutluluğuna ulaşmaları istenir. Bu şekilde insan, İslam’ın öngördüğü her iki dünya
da mutluluk amacına ulaşır. Bu da ancak ahiret
inancı ile gerçekleşebilir.
2.4- Kutsal Kitap İnancı
1- İslam İnanç Esaslarına göre Kutsal kitap inancı, daha önce
gönderilmiş olan ve hükmü sona ermiş olan kutsal kitapların ve sahifelerin
öğretilerine inanmak değil, (Tevrat – Zebur – Hz. Adem –Hz. Şit vb.)Allah’ın
daha önceki kitaplar ile ve sahifeler ile gönderdiği öğretilerin aynısını şimdi
de Kur’ân ile gönderdiğine
inanmaktır.
2- Allah’ın, Kur’ân-ı Kerim’den önce insanlara bazı kutsal kitaplar indirdiğine inanmak, İslam inanç esaslarının gereğidir.
NOT: Kur’ân bu şekilde Ehl-i Kitap’ı Kur’ân’a
tabi olmaya çağırır ve Hristiyanlığın Hz. «İsa’ya kitap
gelmedi, o vahyin kendisidir» inancını siler.
3- Kur’ân-ı Kerim ile insanlara yönelik, Allah’ın vahyi sona ermiştir.
2.5- Peygamber İnancı
1- Kur’ân, her peygamberin vahye muhatap olduğunu bu sebeple Müslümanların
bütün peygamberlere, ayırt etmeksizin ve aralarına bir
mertebe tayin etmeksizin inanılması
gerektiğini buyurur (Bakara 253). Çünkü peygamberlerin tamamı İslam’a göre, İslam peygamberi ve onlara
vahyedilen bütün ilahi mesajlar İslam
öğretisidir. İslam, bu düşüncesi ile direk Hz.
Muhammed’i kabul etmeyen ehl-i kitap düşüncesini reddeder ve bu düşünceyi sapıklık olarak görür (Nisa 136)
2- İslam İnanışına göre Peygamberler, Sıdk, Emanet, Fetanet, İsmet ve Tebliğ sıfatlarına sahiptirler. Bu sıfatlardan İsmet sıfatı ile peygamberler,
Allah ile kul arasındaki elçilik görevini
yerine getirirken hatadan korunmuş kabul
edilirler.
NOT: Tanah’ta bazı peygamberlerin bu özelliğini zedeleyen ifadeler yer alır.
3- İslam İnanışına göre Allah inancı
ne ise, peygamber inancı da odur..
Fakat buna rağmen Peygamber inancı konusunda tatminkâr olmayan kimseler
günümüzde mevcuttur. Kur’ân bu kimseleri kendi öğretisinde Nisa Suresi 151.
Ayette üç gruba ayırmıştır;
Ø Allah’ı ve onun peygamberini inkâr edenler
Ø Allah’a inanıp onun peygamberini inkâr edenler
Ø Allah’a inanıp onun peygamberlerinden bazılarını inkâr edenler
4- İslam
İnanışına göre ilk peygamber Hz. Adem, son
peygamber ise Hz. Muhammed’dir. Hz. Muhammed,
insanlar için rahmet (Enbiya 108), son peygamber (Ahzab 40) ve inananlar için güzel
bir örnekliktir (Ahzab 21)
NOT: Tanah’ta Hz. Davut ve Hz. Süleyman sadece meliktir,
peygamber değildir.
2.6- Kader İnancı
1- Kader, Allah’ın ezeli ilmi ve kudreti ile evrende
olmuş ve olacak her şeyi takdir etmesi ve belli bir düzen ve ölçüde
yaratmasıdır.
2- İslam inanışına göre Kadere İman, her şeyin Allah’ın
bilgisi, gözetimi ve denetimi altında gerçekleştiğine
inanmaktır.
3- İslam’ın kader anlayışında bir ön belirleme veya dayatma yoktur.
4- İslam’ın kader anlayışında insan, yaşamı içerisinde hürriyeti
doğrultusunda iradesini kullanır. Allah ise olayları bu yönde yaratır.
5- Kader, Allah’ın mutlak hükümranlığı (Allah’ın ilmiyle
her şeyi bilmesi, kudret ve iradesiyle her şeyi yapması) ile kulun
irade özgürlüğünün (insan irade özgürlüğü ile iyi veya kötüyü
seçer) kesiştiği alandır.
3- İslamiyet'te İbadetler
1- İslamiyet’te ibadetlerin genel ve özel olmak üzere iki anlamı
mevcuttur.
Genel Anlamı: Kulun, Allah’a duyduğu sevgi ve saygının sonucu
olarak O’nun rızasına uygun davranma çabasını ve bu şekilde yapılan iradi
davranışları ifade eder.
Özel Anlamı: Mükellefin, Allah’a karşı ta’zim ve kulluğunu
simgeleyen, Allah ve Resulü tarafından yapılması istenen belirli
davranış biçimleridir.
2- İbadetler, dinin özünü teşkil eden iman esaslarından
sonra gelir.
3- İbadetler, temel dayanağı Kur’ân’dan ve Sünnet ’ten olmaktadır.
Kur'ân, ibadetlerin mahiyetinden bahsederken Sünnet ise ibadetlerin
şeklini ve ayrıntılarını açıklamaktadır. Aynı zamanda uygulamalı olarak
ibadetleri göstermektedir.
4- İslam’da temel ibadetler Kelime-i Şehadet, Namaz, Oruç,
Zekat ve Hac ’dır.
5- İslam ‘da temel ibadetler dışında Kurban, sadaka,
irşat,davet, tebliğ, emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker gibi vacip olan,
sünnet olan veya başka bir tabirle nafile olan ibadetlerde
mevcuttur.
3.1- Kelime-i Şehadet
1- İslam’ın şartlarından sayılan Kelime-i Şehadet İslam’ın
giriş anahtarı kabul edilir.
2- Kelime-i Şehadet Allah’ı hatırlamak ve her Müslüman olmanın
bilincine varmak demektir. (Örnek: Ebu Cehil «La İlâhe İllallah»)
3.2- Namaz
1- İslam ibadetinde yer alan namaz sözlü ve fiili
olarak dua niteliğindedir.
2- İslam ibadetinde namaz, tekbirle başlayıp selam ile
biten, belirli hareket ve sözlerden oluşan bedeni ibadettir.
3- İslam ibadetinde namaz, Hanefi mezhebine göre farz, vacip
ve sünnet olarak 3 gruba, diğer mezheplere göre ise
farz ve sünnet olmak üzere 2 gruba ayrılmaktadır.
4- İslam ibadetinde farz olan bazı namazlara şunları
örnek verilebilir;
Ø Günlük 5 vakit namaz
Ø Cuma Namazı
Ø Cenaze Namazı vb.
İslam ibadetinde bazı nafile olan namazlara ise
(Hanefi mezhebine göre vacip ve sünnet, diğer mezheplere göre sünnet) şunları
örnek verilebiliriz;
Ø FARZ NAMAZI DIŞINDA KALAN DİĞER NAMAZLARDIR
Ø Bayram namazı
Ø Vitr Namazı vb.
3.3-
Oruç
1- İslam ibadetinde yer alan oruç, bir Müslümanın imsak ve
iftar vakitleri arasında ibadet niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişki gibi
nefsi duygularından uzak durma işlemine denir.
2- İslam ibadetinde oruç, Hanefi mezhebine göre farz, vacip
ve sünnet olarak 3 gruba, diğer mezheplere göre ise
farz ve sünnet olmak üzere 2 gruba ayrılmaktadır.
3- İslam ibadetinde farz olan oruç sadece bir
tanedir;
Ø Ramazan Orucu (Ramazan ayı içerisinde geçerli bir sebeple
tutulmayıp sonraya bırakılan oruç da bu kısma girer.
İslam ibadetinde bazı nafile olan oruçlara ise
(Hanefi mezhebine göre vacip ve sünnet, diğer mezheplere göre sünnet) şunları
örnek verilebiliriz;
Ø FARZ ORUCU DIŞINDA KALAN DİĞER ORUÇLARDIR
v Adak Orucu
v Muharrem ayının 9.
ve 10. veya 10. ve 11. günü tutulan oruç vb.
3.4-
Zekat
1- İslam ibadetinde yer alan zekât, dinen zengin sayılan
bir Müslümanın her yıl mal, para ve ticaret gibi alanlardan veya tarım alanında
hasat döneminde elde ettiği mahsullerden elde ettikleri kazancı, ibadet
niyetiyle, Allah’ın istediği miktarda, Kur’ân’ın belirlediği kimselere vermesi
ile yükümlü olduğu ibadettir.
3.5- Hac
1- İslam ibadetinde yer alan hac, imkân ve yol bulan
Müslümanların zilhicce ayının 8., 9. ve 10. günlerinde Mekke’de bulunan Kabe’yi
ve diğer kutsal mekanları (Arafat – Müzdelife – Mina vb.) ibadet niyetiyle
ziyaret etmesine denir
2- İslam ibadetinde yer alan hac, sadece yolunda gücü
yetirebilenlere ömürde bir defa farz olan bir ibadettir. (Al-İmran Suresi
97.ayet)
4- İslamiyet'te Ahlaki Değerler
1- Ahlak, insanın kendi iradesiyle belli bir inanç doğrultusunda iyi ve güzel
davranışlar sergilemesine denir. Ahlakın olmadığı bir
toplumda hukuk devreye girer ve ortamda ahlaki olmayan
davranışlar sonucu ortaya çıkan anormal durumlar ortadan
kaldırılır. İslam ise insanın, diğer mahlukatlar ve doğa ile zulüm olmadan yaşaması
için ahlakı insanlarda içselleştirmeye çalışır
2- İslam dininin, inanlarının inançlı, doğru ve iyi olmasını
sağlayan üç boyutu mevcuttur; İnanç, ibadet ve ahlak özde birdir
ve insanı hem bu dünyada hem de ahirette mutluluğa götürmeyi amaçlar
3- İslam dininde, insanın Allah ile ilişkisi inanç ve
ibadet, diğer mahlukatlar ve doğa ile ilişkisi de ahlak ve
hukuk ile tecelli eder. İnsan, inanç ve ibadet ile
yaratıcısına bağlanır, ibadetin verdiği iç huzur ve
İslam’ın emrettiği güzel davranışlar ile toplumda iyi (ahlaklı ve inançlı) bir
insan olarak yaşar.
4- Kur’ân, ahlak sistemini büyük ölçüde inanç, ibadet
ve muamelatı göz önünde bulundurarak ahlaki duyarlılık üzerine inşa
etmiştir. Çünkü bir toplumda eğer ahlaki bilinç ve
duyarlılık yüksek ise bu toplumda ahlaki
problemlerin ortaya çıkması büyük ölçüde önlenir.
NOT: İnsan daima iyi peşinde olmalıdır. Çünkü İyinin olmadığı yerde zulüm
vardır. Onun aradığı iyi;
Ø AHLAKTA ERDEM
Ø SANATTA GÜZELLİK
Ø BİLİMDE DOĞRU BİLGİ
Ø ÇALIŞMADA BAŞARI
Ø TİCARETTE KAZANÇ
Ø SOSYAL HAYATTA YARAR
Ø SPORDA SAĞLIK
Ø DOSTLUKTA SEVGİ
NOT:
Belli Başlı Ahlaki Değerler ve İlkeler (Ayet ve Hadis Kaynaklı) ;
1- Doğru Sözlü, Dürüst ve Adil Olmak
2- Sabırlı, Sebatlı ve Dayanıklı Olmak
3- Şefkatli ve Merhametli Olmak
4- İffetli, Edepli ve Hayalı Olmak
5- Hata Yapınca Özür Dileyip, Hatayı
Telafi Etmek
6- Affedici, Müsamahakâr, Zarif ve
Kibar Olmak
5- İslamiyet'in Diğer Dinlere Bakışı
1- İslami kaynaklar, diğer dinleri ve onların müntesiplerini tanımlamak için
çeşitli kavramlar kullanmıştır ki bu kavramların en önemlisi «Ehl-i Kitap» kavramı
olmuştur.
2- «Ehl-i Kitap» kavramı İslami kaynaklarda, başlangıçta sadece Yahudiler ve Hristiyanlar için
kullanılıyorken zamanla Kur’ân’da adı geçen ve
geçmeyen bütün dinler için
kullanılmaya başlandı.
3- Kur’ân’da ehl-i kitabın inançları, düşünceleri, hayat
tarzları, tutum ve davranışları hakkında bilgiler yer
almaktadır.
4- Kur’ân, ehl-i kitap adı altında birçok yerde Yahudilerden
ve Hristiyanlardan bahsederken, Sabiîlerden 3
yerde (Hac 17/ Bakara 62 / Maide 69), Mecusilerden ise 1
yerde (Hac 17) söz eder.
5- Kur’ân, ehl-i kitabı Allah’a kulluğa ve Allah’ı
hiçbir şeye ortak koşmamaya çağırmaktadır (Al-İmran 64).
Ayrıca Müslümanlara da onlarla mücadelelerde i’tidala
davet eder.
NOT:
Ehl-i Kitap
ve İslamiyet aslında özde bir olan dinlerdir.
Fakat zaman içinde ehl-i kitabın kutsal
metinlerinin ve dini nasslarının yanlış yorumlanması, din alimlerinin
görüşlerinin kutsal kitap yerine geçmesi ve dinin anlaşılmasında bu delillerin
yegane kaynak olarak görülmesi,
ehl-i kitabı orijinal halinden saptırmıştır.
Örnek:
Hz. İsa, beşerî
sıfatlarından soyutlanarak Hristiyanlık anlayışında ilahlaştırılmıştır.
Örnek:
Yahudiler ve
Hristiyanlar, hahamlarını ve rahiplerini Allah
dışında Rab edinmişlerdir (Tevbe 31)
Ø
Allah’ın ayetlerini
Ø
İnkâr ettikleri için
Ø Hakla batılı karıştırdıkları için
Ø
Emanete riayet etmedikleri için
Ø
Kendilerine verilen kutsal kitapları tahrif
ettikleri için
Ø
Peygamberlerini öldürdükleri için
Ø
Müslümanları küfre döndürmeye çalıştıkları
için
Ø
Kendi kutsal kitaplarında ki hükümleri
hakkıyla uygulamadıkları için
Yorumlar
Yorum Gönder