Ana içeriğe atla

ABDULLAH B. MES’ÛD

 İMAM HATİP DERSLERİM

ABDULLAH B. MES’ÛD

1. Künyesi Ebu Abdurrahman’dır. Müslüman olduğu günden itibaren Hz. Peygamberin yanından ayrılmamış ve ona hizmet etmiştir.

2. Abdullah b. Mes’ûd zayıf, nahif bir kişi idi. Tatlı bir sesi, sevimli bir yüzü vardı. Peygamber Efendimiz onun Kur’an okuyuşunu dinlemekten zevk alırdı.

3. Abdullah İbn Mes’ud, müslüman olduğu zaman müslümanların sayısı bir hayli azdı. Bu nedenle bu dönemde açıktan Kur’an okunamaz ve Kâbe’de namaz kılınamazdı. Abdullah İbn Mesud ise bu duruma bir son vermek istedi ve bazı müslümanların karşı çıkmasına aldırış etmeden, müşriklerin ileri gelenlerinin Kâbe çevresinde toplu halde bulundukları bir sırada yüksek sesle Kur’an okumaya başladı. Müşrikler ise bu durumun karşısında, Abdullah b. Mes’ûd’u cezalandırmak istediler ve onu İslam’dan dönmeye zorladılar.

4. Abdullah İbn Mes’ud müşriklerin zorlamalarına karşın İslam’dan dönmedi ve böylece Kureyş müşrikleri ilk darbeyi bir anlamda Abdullah b. Mes’ûd’dan yedi diyebiliriz. Fakat bu durum karşısında Abdullah İbn Mes’ud’a rahat vermediler ve Mekke’de onu barındırmadılar. O da bu durumda Medine’ye hicret edip Muâz b. Cebel’in yanına sığındı. Resul-i Ekrem’in hicretinden sonra, Medine’ye yerleşti ve onun yanından hiç ayrılmadı. Bütün harplere beraberinde katıldı.

5. Abdullah b. Mes’ûd tefsir, hadis ve fıkıh ilimlerinde, bilgisiyle kendisinden sonraki âlimlere hocalık etmiştir. Özellikle Kûfeli âlimler onun rivayet ve görüşleri istikametinde fıkhî görüşler ortaya koymuşlardır.

6. Hz. Peygambere yakınlığı sebebiyle elde ettiği engin hadis bilgisine rağmen, rivayet konusunda oldukça titiz davranırdı. Kendisinden kaynaklara 848 hadis intikal etmiştir.

7. Abdullah b. Mes’ûd, Hz. Osman zamanında hicri 32 (652) yılında kadı olarak görev yaptığı Kûfe’den ayrılarak Medine’ye döndü ve kısa bir süre sonra altmış yaşını geçmiş olduğu halde Medine’de vefat etti.

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

İMAN VE İSLAM

 İMAN VE İSLAM Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet 1.                Allah’a ve Hz. Muhammed’e karşı inancımızı ifade ettiğimiz ve inancın özü olarak nitelendirilen ifadelere   “ Kelime-i Tevhid”  ve “Kelime-i Şehadet” ismi verilir.  Şayet bir kimse bu sözleri kalben söylerse (dil ve kalp) Müslüman olur. Kelime-i Tevhid 1.                “La İlahe illallah. Muhammedun Rasulullah. (Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed, Allah’ın Rasulüdür)”   ifadesi kelime-i tevhid deyince anlaşılan lafızlardır. Bu sözü söylemiş olan kimse  Allah’ın tek ilah olduğunu ve Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğunu   kabul etmiştir. 2.                İslam dini, tevhid dinidir;   tek olan Allah’a inanç duyma dinidir.   Tevhid ’in zıddı ise şirktir.   Şirk, Allah’ı ortak koşmak manasına gelmektedir.  3.                Müslümanlar şirkten uzak durmalıdırlar ki bunun için   kelime-i tevhid-i sık sık tekrar etmeliler ve hayatlarına tatbik etmelidirler;   Yüce Allah’ın var olduğunu, bir olduğunu ve her şeyin

İBADET VE İNSAN

İBADET VE İNSAN 1.                İmanın Göstergesi İbadet 1-               İnanmak ve tasdik etmek manasına gelen  iman etmek,  Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere (hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine) inanmak  manasına gelmektedir.  2-               Teslim olmak manasına gelen   ibadet,  Allah’a kul olmak   demektir. 3-               Kainattaki bütün varlıkların var olma sebebi Allah’tır.   Yani bütün varlıklar, varoluşlarını Allah’a borçludurlar.  O halde onlarda sonsuz bir bağlılıkla Allah’a itaat etmelidirler.  Bu hususta Allah  “Allah’ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah’a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa-sola dönmektedir”  buyurmaktadır.  4-               Dünyada var olan her bir varlığın bir amacı vardır.   Bu hususta Allah  “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık”  buyurmaktadır.  Bu canlılar içerisinde insan da vardır ki onun da dünyada bir görevi vardır.   Allah

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD (1. VE 2. HAFTA)

KUR'ÂN-I KERİM'İ DOĞRU VE GÜZEL OKUMA: TECVİD  HARFLERİN MAHREÇLERİNİN TELAFFUZU 1- Kur’ân-ı Kerim’in  kendine has usulü ve fonetiği  vardır. Buna uygun olarak okunması için ise  harflerin mahreçlerini tam ve doğru olarak telaffuz etmek  gerekir. Bu yüzden Müslümanlar, Kur’ân da harflerin mahreçleri hususunda ki eğitime önem vermişler ve  tashih-i huruf ismi verilen eğitim yöntemini  geliştirmişlerdir. 2- Tashih-i huruf dersi  fem-i muhsin  ismi verilen kişiden alınmalıdır. 3- Kur'ân harflerinin   mahreç bölgesi üçtür; Dil (diş/damak), Dudak, Boğaz. 4- Mahreç bölgelerinden boğaz,  kendi içerisinde boğazın ağza yakın olan kısmı (çıkan harfleri غ خ), boğazın orta kısmı (çıkan harfleri ح ع) ve boğazın ağza uzak olan kısmı (çıkan harfleri ا ه)  şeklinde 3 bölüme ayrılmaktadır. 5- Mahreç bölgelerinden olan  dudak bölgesinden ise üst ön dişlerin ucu ile alt dudağın içinin ısırılmasıyla ف, dudakların öne toplanmasıyla و, dudakların normal halindeyken kuvvetlice kapanmasıyla ب ve d